Graciousness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Graciousness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Graciousness Nedir?

Graciousness, kibarlık, zarafet, naziklik ve incelik anlamlarına gelir. Graciousness, kişinin davranışları ve sözleriyle, başkalarına karşı nazik ve düşünceli olma halidir.

Örnek Cümleler:

  1. Graciousness is a virtue that everyone should possess. (Kibarlık, herkesin sahip olması gereken bir erdemdir.)
  2. She showed great graciousness when she thanked her fans for their support. (Hayranlarına destekleri için teşekkür ettiğinde büyük bir zarafet gösterdi.)
  3. His graciousness towards his guests made them feel welcomed. (Misafirlerine karşı olan kibarlığı onları hoş geldiniz hissettirdi.)
  4. The queen received her guests with great graciousness. (Kraliçe, misafirlerini büyük bir nezaketle karşıladı.)
  5. His graciousness in defeat earned him the respect of his opponents. (Yenilgisindeki kibarlığı, rakiplerinin saygısını kazandı.)
  6. She thanked her hostess with great graciousness. (Ev sahibesi için büyük bir kibarlıkla teşekkür etti.)
  7. His graciousness and generosity are well-known in the community. (Onun kibarlığı ve cömertliği toplumda iyi bilinmektedir.)
  8. The actress accepted her award with graciousness and humility. (Oyuncu, ödülünü kibarlık ve alçakgönüllülükle kabul etti.)
  9. The couple was known for their graciousness towards their guests. (Çift, misafirlerine karşı kibarlıklarıyla tanınıyordu.)
  10. His graciousness towards his employees earned him their loyalty. (Çalışanlarına karşı olan kibarlığı, onların sadakatini kazandı.)
  11. The hostess showed great graciousness when she accommodated her guests’ dietary restrictions. (Misafirlerinin diyet kısıtlamalarına uyduğunda büyük bir zarafet gösterdi.)
  12. The politician’s graciousness towards his opponents was praised by the media. (Politikacının rakiplerine karşı olan kibarlığı, medya tarafından övüldü.)
  13. Her graciousness and charm made her the belle of the ball. (Kibarlığı ve cazibesi, onu balonun güzeli yaptı.)
  14. The CEO’s graciousness towards his colleagues helped to foster a positive work environment. (CEO’nun meslektaşlarına karşı olan kibarlığı, olumlu bir iş ortamının oluşmasına yardımcı oldu.)
  15. The bride and groom showed great graciousness towards

their wedding guests, making sure everyone felt included and appreciated. (Gelin ve damadın düğün misafirlerine karşı gösterdikleri kibarlık, herkesin dahil edildiğini ve takdir edildiğini hissetmesini sağladı.)
16. The professor’s graciousness towards his students was evident in the way he took the time to answer their questions. (Profesörün öğrencilerine karşı olan kibarlığı, sorularını cevaplamak için zaman ayırmasıyla açıkça ortadaydı.)

  1. The company’s graciousness in handling customer complaints helped to build a loyal customer base. (Müşteri şikayetleriyle ilgili olarak şirketin kibarlığı, sadık müşteri tabanı oluşturmaya yardımcı oldu.)
  2. The artist’s graciousness towards his fans was evident in the way he took the time to sign autographs and take pictures with them. (Sanatçının hayranlarına karşı olan kibarlığı, imza vermek ve fotoğraf çektirmek için zaman ayırmasıyla açıkça ortadaydı.)
  3. The diplomat’s graciousness helped to ease tensions between the two countries. (Diplomatın kibarlığı, iki ülke arasındaki gerilimi hafifletmeye yardımcı oldu.)
  4. The teacher’s graciousness towards her students helped to create a positive learning environment. (Öğretmenin öğrencilerine karşı olan kibarlığı, olumlu bir öğrenme ortamı oluşturmaya yardımcı oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.