Good-Humoured İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Good-Humoured İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Good-Humoured kelimesinin Türkçe anlamı: neşeli, keyifli, iyi huylu

Örnek cümleler:

  1. She always has a good-humoured smile on her face. (O, her zaman yüzünde neşeli bir gülümseme taşır.)
  2. Despite his difficulties, he remained good-humoured throughout. (Zorluklara rağmen, o her zaman iyi huylu kaldı.)
  3. Her good-humoured nature makes her popular with everyone. (Onun neşeli doğası herkes tarafından sevilir.)
  4. He is a good-humoured and easy-going person. (O, iyi huylu ve kolay anlaşılır bir insandır.)
  5. Even in the toughest situations, she manages to keep a good-humoured outlook. (En zor durumlarda bile, o neşeli bir bakış açısını korur.)
  6. Her good-humoured jokes always lighten the mood. (Onun neşeli şakaları her zaman atmosferi hafifletir.)
  7. He has a good-humoured sense of humor that everyone enjoys. (O, herkesin keyifle takip ettiği neşeli bir mizah anlayışına sahiptir.)
  8. Despite the long wait, he remained good-humoured and patient. (Uzun bekleyişe rağmen, o iyi huylu ve sabırlı kaldı.)
  9. Her good-humoured personality makes her an excellent host. (Onun neşeli kişiliği onu mükemmel bir ev sahibi yapar.)
  10. He is always good-humoured, even on the busiest days. (O, her zaman iyi huylu, hatta en yoğun günlerde bile.)
  11. Her good-humoured attitude makes her a pleasure to be around. (Onun neşeli tutumu onunla birlikte olmayı keyifli hale getirir.)
  12. He greeted everyone with a good-humoured smile. (O, herkesi neşeli bir gülümsemeyle karşıladı.)
  13. She always has a good-humoured response to any situation. (O, her duruma neşeli bir yanıt verir.)
  14. Despite the bad news, he remained good-humoured and optimistic. (Kötü haberlere rağmen, o iyi huylu ve iyimser kaldı.)
  15. Her good-humoured banter is always enjoyable. (Onun neşeli şakalaşmaları her zaman keyiflidir.)
  16. He has a good-humoured outlook on life that is infectious. (O, hayata neşeli bir bakış açısına sahiptir ve bu bulaşıcıdır.)
  17. Her good-humoured approach to challenges makes them easier to overcome. (Onun zorluklara neşeli yaklaşımı onların üstesinden gelmeyi kolaylaştırır.)
  18. He has a good-humoured laugh that is contagious. (O, bulaşıcı bir neşeli kahkahaya sahiptir.)
  19. Despite the long day, he remained good-humoured and energetic. (Uzun bir günün ardından bile, o iyi huylu ve enerjiktir.)
  1. Her good-humoured personality helps her to connect with people easily. (Onun neşeli kişiliği insanlarla kolayca bağlantı kurmasına yardımcı olur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.