Good Deed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Good Deed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Good Deed Nedir?

Good deed, Türkçe karşılığıyla “iyi davranış” anlamına gelir. Başkalarına yardımcı olmak, topluma faydalı işler yapmak gibi pozitif eylemler good deed olarak adlandırılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. Performing a good deed every day can bring joy and positivity to your life. (Her gün bir iyi davranış yapmak hayatınıza mutluluk ve olumlu bir hava katabilir.)
  2. She volunteered at the shelter, doing a good deed by helping animals in need. (Barınağa gönüllü olarak yardım ederek, ihtiyaç duyan hayvanlara iyi bir davranışta bulundu.)
  3. Helping the elderly cross the street is a simple good deed that can make a big difference in someone’s day. (Yaşlılara sokakta yardımcı olmak, birinin gününü değiştirebilecek basit bir iyi davranıştır.)
  4. John donated his old clothes to the homeless shelter, performing a good deed and helping those in need. (John, eski kıyafetlerini evsizler barınağına bağışlayarak, ihtiyaç sahiplerine yardım eden bir iyi davranışta bulundu.)
  5. Holding the door open for someone is a small good deed that can go a long way in showing kindness to others. (Birine kapıyı açmak, başkalarına nazik davranmak için uzun bir yol kat edebilecek küçük bir iyi davranıştır.)
  6. By volunteering at the food bank, she performed a good deed by helping those who are struggling to make ends meet. (Gıda bankasında gönüllü olarak çalışarak, geçimini sağlamakta zorlanan insanlara yardım ederek, bir iyi davranışta bulundu.)
  7. Donating blood is a good deed that can help save someone’s life. (Kan bağışlamak, birinin hayatını kurtarmaya yardımcı olabilecek bir iyi davranıştır.)
  8. He helped his neighbor carry groceries to her car, doing a good deed and showing kindness to those around him. (Komşusuna market alışveriş

yaparken arabasına eşlik ederek, etrafındaki insanlara nazik davranarak bir iyi davranışta bulundu.)
9. The students cleaned up the local park as a good deed to make the community a better place. (Öğrenciler, topluluğu daha iyi bir yer haline getirmek için yerel parkı temizleyerek bir iyi davranışta bulundular.)

  1. She donated money to the local charity, performing a good deed and helping those in need in her community. (Yerel hayır kurumuna para bağışlayarak, topluluğundaki ihtiyaç sahiplerine yardım eden bir iyi davranışta bulundu.)
  2. Helping a lost child find their way back to their parents is a good deed that can alleviate a lot of stress and anxiety for everyone involved. (Kaybolan bir çocuğun ailesine geri dönüş yolunu bulmalarına yardımcı olmak, herkes için stres ve endişeyi hafifletebilecek bir iyi davranıştır.)
  3. By volunteering at the local hospital, he performed a good deed by bringing comfort and care to patients in need. (Yerel hastanede gönüllü olarak çalışarak, ihtiyaç duyan hastalara konfor ve bakım sağlayarak bir iyi davranışta bulundu.)
  4. Donating your time to a worthy cause is a good deed that can make a big impact in the world. (Değerli bir amaç için zamanınızı bağışlamak, dünyada büyük bir etki yaratabilecek bir iyi davranıştır.)
  5. She stopped to help a stranded motorist, doing a good deed and showing compassion to someone in need. (Çaresiz kalmış bir sürücüye yardım etmek, bir ihtiyaç sahibine merhamet göstermek için iyi bir davranıştır.)
  6. The group organized a fundraiser for a local family in need, performing a good deed and bringing hope to those going through a difficult time. (Grup, ihtiyaç sahibi bir yerel aile için bir bağış toplama etkinliği düzenleyerek, zor bir dönemden geçenlere umut veren bir iyi davranışta bulundu

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.