Goggling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Goggling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Goggling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anlam: Goggling, internet üzerinde bir şeyleri araştırmak için Google gibi bir arama motorunu kullanma işlemidir.

  1. I spent the whole day goggling for information about the Great Barrier Reef. (Bütün gün Büyük Bariyer Resifi hakkında bilgi aramak için goggling yaptım.)
  2. She goggled the company before going to the job interview. (İş görüşmesine gitmeden önce şirketi goggle’da araştırdı.)
  3. He was goggling the lyrics to his favorite song. (Favori şarkısının sözlerini goggling yapıyordu.)
  4. I couldn’t remember the actress’s name, so I started goggling her movies. (Oyuncunun adını hatırlayamadım, bu yüzden filmlerini goggle’da aramaya başladım.)
  5. The professor asked the students to goggle a specific topic for their next assignment. (Profesör, öğrencilerden bir sonraki ödevleri için belirli bir konuyu goggle’lamalarını istedi.)
  6. Goggling the symptoms of an illness can be dangerous, as it can lead to self-diagnosis. (Bir hastalığın belirtilerini goggle’lamak tehlikeli olabilir, çünkü kendini teşhis etmeye neden olabilir.)
  7. The traveler was goggling for the best restaurants in the area. (Gezgin bölgedeki en iyi restoranları goggle’ladı.)
  8. My mom goggled the recipe for a chocolate cake. (Annem bir çikolata keki tarifi için goggle yaptı.)
  9. The teacher recommended goggling the author’s biography before reading his book. (Öğretmen, öğrencilerin kitabını okumadan önce yazarın biyografisini goggle’lamalarını önerdi.)
  10. The journalist was goggling for sources to support his article. (Gazeteci, makalesini destekleyecek kaynaklar için goggle yapıyordu.)
  11. Goggling for a job can be overwhelming due to the number of options available. (İş için goggle yapmak, mevcut seçeneklerin sayısı nedeniyle ezici olabilir.)
  12. He was goggling pictures of cute animals to cheer himself up. (Kendini neşelendirmek için tatlı hayvanların resimlerini goggle’luyordu.)
  13. The detective goggled the suspect’s name to find any previous criminal records. (Dedektif, herhangi bir önceki suç kaydı olup olmadığını öğrenmek için şüphelinin adını goggle’ladı.)
  14. The student was goggling the definition of a word she didn’t understand. (Öğrenci, anlamadığı bir kelimenin tanımını goggle’lamaktaydı.)
  15. I was goggling for a good workout routine to do at home. (Evde yapabileceğim iyi bir antrenman rutini için goggle yapıyordum.)
  16. Goggling the best places to

eat in a new city can save a lot of time and disappointment. (Yeni bir şehirde yemek için en iyi yerleri goggle’lamak, zaman ve hayal kırıklığından tasarruf sağlayabilir.)
17. The student goggled the professor’s research before attending his lecture. (Öğrenci, dersine katılmadan önce profesörün araştırmalarını goggle’ladı.)

  1. Goggling the weather forecast can help you plan your day accordingly. (Hava tahminlerini goggle’lamak, gününüzü buna göre planlamanıza yardımcı olabilir.)
  2. The fashion blogger was goggling for inspiration for her next post. (Moda blogger’ı bir sonraki gönderisi için ilham almak için goggle yapıyordu.)
  3. Goggling for reviews of a product before purchasing it can help you make an informed decision. (Bir ürünü satın almadan önce yorumları goggle’lamak, bilinçli bir karar vermenize yardımcı olabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.