Godsend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Godsend İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Godsend Nedir?

Godsend, beklenmedik bir yardım ya da lütuf anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılmaktadır.

Örnek Cümleler:

1. The scholarship was a godsend for her, as she wouldn’t have been able to afford college otherwise. (Burs, onun için bir nimet oldu çünkü aksi takdirde üniversiteyi karşılayamazdı.)
2. The rain was a godsend for the farmers, who had been struggling with a drought for months. (Yağmur, aylardır kuraklıkla mücadele eden çiftçiler için bir nimetti.)
3. Finding a parking spot in this crowded area was a godsend. (Bu kalabalık alanda bir park yeri bulmak bir nimetti.)
4. The new employee was a godsend for the company, as he brought fresh ideas and energy to the team. (Yeni çalışan, taze fikirler ve enerji getirdiği için şirket için bir nimetti.)
5. The extra time that the teacher gave us to complete the assignment was a godsend. (Ödevi tamamlamak için öğretmenin bize verdiği ekstra zaman bir nimetti.)
6. The invention of smartphones was a godsend for communication. (Akıllı telefonların icadı, iletişim için bir nimetti.)
7. The unexpected inheritance was a godsend for the struggling family. (Beklenmedik miras, mücadele eden aile için bir nimetti.)
8. The donation was a godsend for the charity, as they were struggling to meet their fundraising goals. (Bağış, bağış toplama hedeflerine ulaşmakta zorlanan hayır kurumu için bir nimetti.)
9. The snow day was a godsend for the students, who got to enjoy a day off from school. (Kar tatili, okuldan bir gün tatil yapma fırsatı bulan öğrenciler için bir nimetti.)
10. The new medication was a godsend for the patient, who had been suffering from chronic pain for years. (Yeni ilaç, yıllardır kronik ağrı çeken hastalar için bir nimetti.)
11. The unexpected bonus was a godsend for the employee, who had been struggling to make ends meet. (Beklenmedik bonus, geçim sıkıntısı çeken çalışan için bir nimetti.)
12. The air conditioning was a godsend during the heat wave. (Hava sıcaklığının arttığı sıcak havalarda klima bir nimetti.)
13. The free samples were a godsend for the budget-conscious shopper. (Ücretsiz numuneler, bütçe dostu alışveriş yapanlar için bir nimetti.)
14. The rescue team was a godsend for the hiker, who had gotten lost in the woods. (Kurtarma ekibi, ormanda kaybolan gezgin için bir nimetti.)
15. The promotion was a godsend for the hard-working employee. (Ter döken çalışan için terfi bir nimetti.)
16. The unexpected visitor was a godsend for the lonely elderly person. (Beklenmedik ziyaretçi, yalnız yaşayan yaşlı insan için bir nimetti.)
17. The repairman was a godsend for the

homeowner, who had been struggling with a broken appliance for weeks. (Tamirci, haftalarca bozuk bir aletle uğraşan ev sahibi için bir nimetti.)
18. The free tutoring sessions were a godsend for the struggling student. (Ücretsiz özel dersler, zorlanan öğrenci için bir nimetti.)

19. The extra food donations were a godsend for the homeless shelter, which had been struggling to feed everyone. (Ek gıda bağışları, herkesi beslemekte zorlanan evsizler barınağı için bir nimetti.)
20. The last-minute cancellation of the meeting was a godsend for the busy executive, who desperately needed a break. (Toplantının son dakika iptali, ara vermek isteyen yoğun bir yönetici için bir nimetti.)