Go On For İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Go On For İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

GO ON kelimesinin Türkçe anlamı: Devam etmek, sürdürmek

1. I’ll go on with my work even if it’s hard. (Çok zor olsa bile işime devam edeceğim.)
2. The movie went on for three hours. (Film üç saat boyunca devam etti.)
3. She wants to go on a trip with her friends. (Arkadaşlarıyla bir seyahate çıkmak istiyor.)
4. We cannot go on like this. (Bu şekilde devam edemeyiz.)
5. After a short break, the meeting went on. (Kısa bir aradan sonra, toplantı devam etti.)
6. The band decided to go on tour. (Grup tur yapmaya karar verdi.)
7. You need to go on a diet if you want to lose weight. (Kilo vermek istiyorsanız diyet yapmalısınız.)
8. Let’s go on a date next weekend. (Gelecek hafta sonu buluşalım.)
9. The lecture went on for two hours without a break. (Mola vermeden iki saat boyunca ders devam etti.)
10. Despite the rain, the football match went on. (Yağmura rağmen futbol maçı devam etti.)
11. We need to go on strike to get what we deserve. (Hakkımızı almak için greve gitmeliyiz.)
12. The teacher asked the student to go on with the presentation. (Öğretmen sunuma devam etmesini istedi.)
13. The show must go on, no matter what happens. (Ne olursa olsun, gösteri devam etmeli.)
14. She decided to go on a hunger strike to raise awareness. (Farkındalık yaratmak için açlık grevi yapmaya karar verdi.)
15. Let’s go on a road trip this summer. (Bu yaz bir yolculuğa çıkalım.)
16. I cannot go on without your support. (Senin desteğin olmadan devam edemem.)
17. The concert went on until late at night. (Konsert geç saatlere kadar devam etti.)
18. You should go on with your studies to achieve your goals. (Hedeflerine ulaşmak için çalışmalarına devam etmelisin.)
19. The construction work went on for months. (İnşaat işleri aylar boyunca devam etti.)
20. Let’s go on a picnic next weekend. (Gelecek hafta sonu pikniğe gidelim.)

21. He didn’t want to go on with the project because he felt overwhelmed. (Proje ile devam etmek istemedi çünkü kendini aşırı yorgun hissetti.)
22. The dance party went on all night. (Dans partisi tüm gece boyunca devam etti.)
23. She needs to go on medication to control her anxiety. (Anksiyetesini kontrol altına almak için ilaç almaya devam etmesi gerekiyor.)
24. The team decided to go on with the game despite the injuries. (Sakatlıklara rağmen takım oyunu devam etmeye karar verdi.)
25. The book club decided to go on with their monthly meetings virtually. (Kitap kulübü aylık toplantılarına sanal olarak devam etme kararı aldı.)
26. Let’s go on a hike this weekend. (Bu hafta sonu bir yürüyüşe çıkalım.)
27. The construction work couldn’t go on due to the bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle inşaat işleri devam edemedi.)
28. The negotiations went on for hours before an agreement was reached. (Anlaşmaya varılmadan önce müzakereler saatler boyunca devam etti.)
29. The singer went on stage and started performing her new song. (Şarkıcı sahneye çıktı ve yeni şarkısını söylemeye başladı.)
30. She decided to go on with the relationship despite the challenges. (Zorluklara rağmen ilişkisine devam etmeye karar verdi.)