Go Lame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Go Lame İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lame

Lame, Türkçe karşılığı “sönük” olan bir İngilizce kelime. Sıkıcı, etkisiz, heyecansız, ilginç olmayan ve tatminsiz anlamlarını taşır. Aşağıda lame kelimesinin cümle içinde kullanılmış örneklerini bulabilirsiniz:

1. Her zaman sıkıcı olan bu sunum, gerçekten lame idi. (This presentation, which is always boring, was really lame.)
2. Söyleyecek hiçbir şeyi olmayan adam, lame bir konuşma yaptı. (The man who had nothing to say gave a lame speech.)
3. Film o kadar lame’di ki, insanlar salondan çıkmaya başladı. (The movie was so lame that people started leaving the theater.)
4. Yaptığı özür lame ve inandırıcı değildi. (His apology was lame and not convincing.)
5. Yeni albümündeki şarkılar gerçekten lame ve hepsi aynı gibiydi. (The songs on his new album were really lame and all sounded the same.)
6. Yarışmada sunduğu şov, tamamen lame ve etkisizdi. (The show he presented in the contest was completely lame and ineffective.)
7. Yemek servisi yavaş ve lame’di. (The food service was slow and lame.)
8. O, tamamen lame bir espri anlattı ve kimse gülemedi. (He told a completely lame joke and nobody laughed.)
9. Bu yılki ödül töreni tamamen lame idi ve hiçbir ödül kazanan kişi şaşırtıcı değildi. (This year’s awards ceremony was totally lame and it was no surprise that nobody won any awards.)
10. Okul pikniği tamamen lame’di ve öğrenciler sıkıldı. (The school picnic was totally lame and the students were bored.)
11. Bu ürünün reklamı lame ve ilgi çekici değil. (The advertising for this product is lame and not interesting.)
12. Şovdaki danslar lame ve kasvetliydi. (The dances in the show were lame and gloomy.)
13. Film o kadar sıkıcı ve lame idi ki, uyuyakaldım. (The movie was so boring and lame that I fell asleep.)
14. Yeni kitabı tamamen lame ve okunmaya değmez. (His new book is totally lame and not worth reading.)
15. Maçın sonucu tamamen lame ve hiçbir heyecan verici değildi. (The result of the game was totally lame and not exciting at all.)
16. İnsanlar, lame özürlerinden yoruldular ve artık inanmıyorlar. (People are tired of lame excuses and no longer believe them.)
17. Parti o kadar lame idi ki, herkes erken ayrıldı. (The party was so lame that everyone left early.)
18. Sunum, sıkıcı ve lame olduğu için hiç kimse ilgilenmedi. (The presentation was not interesting and lame, so nobody cared.)
19. Bu yılki defile lame ve modası geçmişti. (This year’s fashion show was lame and outdated.)
20. Konser, hayal kırıklığı yar

dı ve müzikçiler lame performanslar sergilediler. (The concert was disappointing and the musicians gave lame performances.)