Gloating İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gloating İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gloating Nedir?

Gloating, bir başkasının başarısızlığı veya mutsuzluğu üzerine sevinmek ve bunu açıkça ifade etmek anlamına gelir. Bu davranış, genellikle diğer insanlar tarafından hoş karşılanmayan, olumsuz bir tavırdır.

Örnek Cümleler:

  1. He was gloating over his friend’s failed attempt at starting a business.
    (Türkçe: O, arkadaşının iş kurma girişiminde başarısız olmasından dolayı seviniyordu.)

  2. She couldn’t help but gloat when she found out her ex-boyfriend was single again.
    (Türkçe: Eski erkek arkadaşının tekrar bekar olduğunu öğrenince sevinmemek elde değildi.)

  3. The team manager was gloating over their victory against their rival team.
    (Türkçe: Takım yöneticisi, rakip takıma karşı kazandıkları zaferden dolayı seviniyordu.)

  4. She was gloating when she got a higher grade than her best friend on the exam.
    (Türkçe: Sınavda en iyi arkadaşından daha yüksek bir not aldığında sevinmemek elde değildi.)

  5. He couldn’t resist gloating when he found out that he was the only one who got a promotion.
    (Türkçe: Tek terfi alan kişinin kendisi olduğunu öğrenince sevinmekten kendini alamadı.)

  6. The politician was gloating over his opponent’s scandal.
    (Türkçe: Siyasetçi, rakibinin skandalından dolayı seviniyordu.)

  7. She was caught gloating over her coworker’s mistake.
    (Türkçe: İş arkadaşının hatasından dolayı sevinirken yakalandı.)

  8. He was gloating about his new car in front of his friends who couldn’t afford one.
    (Türkçe: Kendisi alacak gücü olmayan arkadaşları önünde yeni arabasından dolayı övünüyordu.)

  9. The coach was gloating over the other team’s poor performance.
    (Türkçe: Antrenör, diğer takımın kötü performansından dolayı seviniyordu.)

  10. She was gloating when she won the argument against her sister.
    (Türkçe: Kız kardeşiyle tartışmasını kazandığında sevinmekten kendini alamadı.)

  11. He couldn’t help gloating when he saw his rival’s project fail.
    (Türkçe: Rakibinin projesinin başarısız olmasını gördüğünde sevinmekten kendini alamadı.)

  12. She was gloating over her ex-boyfriend’s new girlfriend’s shortcomings.
    (Türkçe: Eski erkek arkadaşının yeni sevgilisinin eksiklikleri üzerine seviniyordu.)

  13. He was gloating when he got the promotion his coworker was aiming for.
    (Türkçe

:

  1. She couldn’t resist gloating when she got a better grade than her arch-nemesis.
    (Türkçe: Ezeli rakibinden daha iyi bir not aldığında sevinmekten kendini alamadı.)

  2. He was caught gloating about his ex-girlfriend’s relationship problems.
    (Türkçe: Eski kız arkadaşının ilişki sorunları üzerine sevinirken yakalandı.)

  3. She was gloating over her coworker’s demotion.
    (Türkçe: İş arkadaşının terfi alamamasından dolayı seviniyordu.)

  4. He couldn’t help but gloat when his business competitor went bankrupt.
    (Türkçe: İş rakibinin iflas etmesini görünce sevinmekten kendini alamadı.)

  5. She was gloating when she won the election against her opponent.
    (Türkçe: Rakibini seçimde yenince sevinmekten kendini alamadı.)

  6. He was gloating over his friend’s divorce.
    (Türkçe: Arkadaşının boşanmasından dolayı sevinmekteydi.)

  7. She couldn’t resist gloating when she heard that her ex-best friend had gained weight.
    (Türkçe: Eski en iyi arkadaşının kilo aldığını duyunca sevinmekten kendini alamadı.)

Sonuç:

Gloating, diğer insanların başarısızlıkları veya mutsuzlukları üzerine sevinmek ve bunu açıkça ifade etmek olarak tanımlanır. Bu davranış, hoş karşılanmayan ve diğer insanlar tarafından olumsuz bir şekilde algılanan bir tavırdır. Yukarıdaki örnek cümleler, bu kelimeyi nasıl kullanabileceğinizi göstermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.