Get Used To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get Used To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get used to

Anlamı: Alışmak, alışılmak

  1. Don’t worry, you’ll get used to the new job soon. (Endişelenme, yakında yeni işe alışacaksın.)
  2. I had to get used to the cold weather when I moved to Canada. (Kanada’ya taşındığımda soğuk hava koşullarına alışmam gerekti.)
  3. It takes time to get used to living in a big city. (Büyük bir şehirde yaşamaya alışmak zaman alır.)
  4. You need to get used to waking up early if you want to be productive. (Üretken olmak istiyorsanız erken uyanmaya alışmalısınız.)
  5. It’s hard to get used to not seeing your friends every day. (Arkadaşlarınızı her gün görmemeye alışmak zor.)
  6. She quickly got used to driving on the left side of the road. (O, yolun sol tarafında sürmeye hızlı bir şekilde alıştı.)
  7. It’s important to get used to eating healthy food. (Sağlıklı yiyecekler yemeye alışmak önemlidir.)
  8. After a few days, the jet lag won’t bother you as you get used to the time difference. (Birkaç gün sonra, zaman farkına alıştığınız için jet lag sizi rahatsız etmeyecek.)
  9. When you start a new exercise routine, it can take time to get used to the soreness in your muscles. (Yeni bir egzersiz rutinine başladığınızda, kaslarınızdaki ağrıya alışmak zaman alabilir.)
  10. You’ll need to get used to studying for longer hours when you start college. (Üniversiteye başladığınızda daha uzun saatler boyunca çalışmaya alışmanız gerekecek.)
  11. She didn’t like living alone at first, but eventually got used to it. (Başta yalnız yaşamaktan hoşlanmadı, ancak sonunda alıştı.)
  12. It can be difficult to get used to a new computer system, but with practice, it becomes easier. (Yeni bir bilgisayar sistemiyle alışmak zor olabilir, ancak pratik yaparak daha kolay hale gelir.)
  13. It’s important to get used to the idea of making mistakes and learning from them. (Hatalar yapmak ve onlardan öğrenmek fikrine alışmak önemlidir.)
  14. It’s a good idea to get used to saving money for emergencies. (Acil durumlar için para biriktirmeye alışmak iyi bir fikirdir.)
  15. It’s hard to get used to not having your family close by when you move away. (Taşındığınızda ailenizin yanında olmamasına alışmak zor.)
  16. She had to get used to the different time

zones when she started traveling internationally. (Uluslararası seyahat yapmaya başladığında farklı saat dilimlerine alışması gerekti.)
17. It takes time to get used to a new culture and way of life. (Yeni bir kültüre ve yaşam tarzına alışmak zaman alır.)

  1. He had to get used to working from home when the pandemic started. (Salgın başladığında evden çalışmaya alışması gerekti.)
  2. She struggled to get used to the new boss’s management style. (Yeni patronun yönetim tarzına alışmakta zorlandı.)
  3. It’s important to get used to being patient and persistent when pursuing your goals. (Hedeflerinizi takip ederken sabırlı ve kararlı olmaya alışmak önemlidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.