Get Angry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get Angry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Get Angry İle İlgili Cümleler

Anlamı: Kızgın olmak, sinirlenmek, öfkelenmek.

  1. I get angry when people don’t keep their promises. (İnsanlar sözlerini tutmadığında öfkelenirim.)
  2. She always gets angry when someone interrupts her. (Birisi onu kesintiye uğrattığında hep öfkelenir.)
  3. He got angry at his boss for criticizing him in front of everyone. (Patronu herkesin önünde kendisini eleştirdiği için öfkelenmişti.)
  4. I don’t like to get angry because it’s not good for my health. (Sağlığım için öfkelenmeyi sevmem.)
  5. She got angry and threw her phone against the wall. (Öfkelenip telefonunu duvara fırlattı.)
  6. He always gets angry when he loses a game. (Bir oyunu kaybettiğinde hep öfkelenir.)
  7. My sister got angry when I ate her last piece of cake. (Ben onun son parçasını yediğimde kızkardeşim öfkelenmişti.)
  8. He got angry at his friend for borrowing his car without permission. (İzinsiz arabasını ödünç alan arkadaşına öfkelenmişti.)
  9. She got angry when her boss gave her extra work to do on a Friday night. (Patronu Cuma akşamı ek iş verdiğinde öfkelenmişti.)
  10. He always gets angry when someone disagrees with him. (Biri onunla aynı fikirde olmadığında hep öfkelenir.)
  11. She got angry when her boyfriend forgot their anniversary. (Erkek arkadaşı yıldönümlerini unuttuğunda öfkelenmişti.)
  12. He got angry when he found out that someone had stolen his wallet. (Cüzdanının çalındığını öğrendiğinde öfkelenmişti.)
  13. I get angry when I see people being mistreated. (İnsanların kötü muamele gördüğünü gördüğümde öfkelenirim.)
  14. She got angry when her flight was delayed for the third time. (Uçuşu üçüncü kez geciktiğinde öfkelenmişti.)
  15. He always gets angry when someone interrupts him while he’s speaking. (Konuşurken biri onu keserse hep öfkelenir.)
  16. She got angry when her co-worker took credit for her work. (İş arkada

sı, çalışmasının kredisini kendisi aldığında öfkelenmişti.)
17. He got angry when his team lost the game due to a bad call from the referee. (Hakemden kötü bir karar nedeniyle takımı kaybettiğinde öfkelenmişti.)

  1. She got angry when her sister borrowed her dress without asking. (Sorusuzca elbisesini ödünç alan kızkardeşi öfkelenmişti.)
  2. He always gets angry when he’s stuck in traffic. (Trafikte takılı kaldığında hep öfkelenir.)
  3. She got angry when her computer crashed and she lost all her important files. (Bilgisayarı çöktüğünde ve tüm önemli dosyalarını kaybettiğinde öfkelenmişti.)

Türkçe Karşılıkları:

  • öfkelenmek
  • sinirlenmek
  • kızgın olmak
  • sağlığım için öfkelenmeyi sevmem
  • duvara fırlatmak
  • kaybettiğinde öfkelenir
  • kızkardeşim öfkelenmişti
  • öfkelenmişti
  • Cuma akşamı ek iş verdiğinde öfkelenmişti
  • biri onunla aynı fikirde olmadığında hep öfkelenir
  • yıldönümlerini unuttuğunda öfkelenmişti
  • cüzdanının çalındığını öğrendiğinde öfkelenmişti
  • kötü muamele gördüğünü gördüğümde öfkelenirim
  • uçuşu üçüncü kez geciktiğinde öfkelenmişti
  • konuşurken biri onu keserse hep öfkelenir
  • çalışmasının kredisini kendisi aldığında öfkelenmişti
  • hakemden kötü bir karar nedeniyle takımı kaybettiğinde öfkelenmişti
  • sorusuzca elbisesini ödünç alan kızkardeşi öfkelenmişti
  • trafikte takılı kaldığında hep öfkelenir
  • bilgisayarı çöktüğünde ve tüm önemli dosyalarını kaybettiğinde öfkelenmişti

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.