Gentleness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gentleness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gentleness Nedir?

Gentleness kelimesi, Türkçe karşılığı “naziklik, yumuşaklık” olan bir İngilizce kelime olarak kullanılır. Bir kişinin ya da davranışın yumuşak, sakin ve nazik olması durumunu ifade eder.

Gentleness İle İlgili Örnek Cümleler:

1. Gentleness is a virtue that everyone should cultivate. (Naziklik, herkesin geliştirmesi gereken bir erdemdir.)
2. She spoke with gentleness and compassion. (O, yumuşaklık ve şefkatle konuştu.)
3. His gentle touch calmed her down. (Onun nazik dokunuşu onu sakinleştirdi.)
4. The gentleness of the breeze made the day more enjoyable. (Hafif rüzgarın yumuşaklığı günü daha keyifli hale getirdi.)
5. The mother stroked her child’s hair with gentleness. (Anne çocuğunun saçlarını nazikçe okşadı.)
6. His gentle smile put her at ease. (Onun yumuşak gülümsemesi onu rahatlattı.)
7. The gentleness of the sunrise was breathtaking. (Güneşin yumuşaklığı nefes kesiciydi.)
8. She handled the situation with gentleness and tact. (O, durumu naziklik ve taktikle ele aldı.)
9. The gentle rustling of leaves was the only sound in the forest. (Yaprakların yumuşak hışıltısı ormanda tek ses oldu.)
10. He treated the animals with gentleness and care. (O, hayvanlara naziklik ve özenle davrandı.)
11. The gentleness of her touch made him feel loved. (Onun dokunuşunun yumuşaklığı, sevildiğini hissettirdi.)
12. She approached the situation with gentleness and understanding. (O, duruma naziklik ve anlayışla yaklaştı.)
13. The gentle curves of the road made the drive more enjoyable. (Yolun nazik eğrileri sürüşü daha keyifli hale getirdi.)
14. His gentle nature made him a beloved member of the community. (Onun yumuşak doğası

    , topluluğun sevilen bir üyesi olmasını sağladı.)

15. The gentleness of the music soothed her soul. (Müziğin yumuşaklığı onun ruhunu sakinleştirdi.)
16. He showed gentleness and patience with his elderly patients. (O, yaşlı hastalarına naziklik ve sabır gösterdi.)
17. The gentle sway of the boat made her feel at peace. (Teknenin nazik sallantısı onun huzurlu hissetmesini sağladı.)
18. Her gentle touch on the flowers kept them in good condition. (Çiçeklere olan nazik dokunuşu, onların iyi durumda kalmasını sağladı.)
19. The gentleness of the rain was a welcome relief from the heat. (Yağmurun yumuşaklığı, sıcaktan hoş bir rahatlama oldu.)
20. He asked the question with gentleness and concern. (Soruyu naziklikle ve endişeyle sordu.)
21. The gentle slope of the hill made the climb less strenuous. (Tepenin nazik eğimi, tırmanışı daha az zahmetli hale getirdi.)