Genteel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Genteel İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Genteel İle İlgili Cümleler

Genteel, zarif, nezaketli, kibar anlamlarına gelmektedir.

  1. She spoke in a genteel manner. (O, nezaketli bir şekilde konuştu.)
  2. The genteel lady greeted us with a smile. (Kibar hanımefendi bize gülümseyerek selam verdi.)
  3. He comes from a genteel family. (O, nezaketli bir aileden geliyor.)
  4. The genteel man offered his seat to the elderly woman. (Kibar adam yaşlı kadına koltuğunu teklif etti.)
  5. The restaurant had a genteel atmosphere. (Restoranın nezaketli bir atmosferi vardı.)
  6. She wore a genteel dress to the wedding. (Düğüne nezaketli bir elbise giydi.)
  7. The room was furnished in a genteel style. (Oda, nezaketli bir tarzda döşenmişti.)
  8. The genteel couple danced gracefully. (Kibar çift zarifçe dans etti.)
  9. His manners were genteel and polite. (Davranışları nezaketli ve nazikti.)
  10. The genteel neighborhood was quiet and peaceful. (Kibar mahalle sessiz ve huzurluydu.)
  11. She received us with a genteel smile. (O, bize nezaketli bir gülümsemeyle karşıladı.)
  12. The hotel had a genteel charm. (Otelin nezaketli bir cazibesi vardı.)
  13. His genteel behavior impressed the guests. (Onun kibar davranışları misafirleri etkiledi.)
  14. She had a genteel way of speaking. (O, konuşma tarzıyla kibar biriydi.)
  15. The genteel receptionist greeted us warmly. (Kibar resepsiyonist bizi sıcak bir şekilde karşıladı.)
  16. He was dressed in a genteel suit. (O, nezaketli bir takım elbise giyinmişti.)
  17. The restaurant served a genteel cuisine. (Restoran nezaketli bir mutfak sunuyordu.)
  18. She had a genteel manner of eating. (O, yeme tarzıyla nezaketliydi.)
  19. The party had a genteel ambiance. (Partinin nezaketli bir atmosferi vardı.)
  20. The hotel staff was trained to provide genteel service. (Otel personeli, nezaketli hizmet sağlamak için eğitilmişti.)
  1. The genteel couple hosted a formal dinner party. (Kibar çift, resmi bir yemek daveti düzenledi.)
  2. His genteel manners made him popular among the upper class. (Onun kibar davranışları onu üst sınıflar arasında popüler yaptı.)
  3. The genteel music in the background added to the romantic atmosphere. (Arka plandaki nezaketli müzik romantik atmosfere katkı sağladı.)
  4. The boutique had a collection of genteel clothing. (Butik, nezaketli kıyafetlerin bir koleksiyonuna sahipti.)
  5. She lived a genteel life, surrounded by luxury and comfort. (O, lüks ve konforla çevrili nezaketli bir hayat yaşadı.)
  6. The event was hosted with genteel hospitality. (Etkinlik nezaketli bir misafirperverlikle düzenlendi.)
  7. The garden had a genteel charm with its well-manicured lawns and flowers. (Bahçe, düzenli olarak bakılan çimleri ve çiçekleriyle nezaketli bir cazibeye sahipti.)
  8. The waiter had a genteel demeanor, always attentive to the needs of the customers. (Garson, müşterilerin ihtiyaçlarına her zaman dikkat eden nezaketli bir tavıra sahipti.)
  9. The genteel hotel had a grand ballroom for special occasions. (Kibar otel, özel durumlar için büyük bir balo salonuna sahipti.)
  10. She had a genteel sense of fashion, always dressed elegantly. (O, nezaketli bir moda anlayışına sahipti, her zaman şık giyinirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.