Gallantry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Gallantry (Kahramanlık, cesaret)
Gallantry, bir kişinin cesurca davranması ve özellikle tehlikeli durumlarda kahramanca hareket etmesi anlamına gelir.
- He showed great gallantry by rushing into the burning building to save the child. (O çocuğu kurtarmak için yanmaya başlayan binaya koşarak büyük bir cesaret gösterdi.)
- The soldier received a medal for his gallantry in battle. (Asker, savaştaki cesareti nedeniyle madalya aldı.)
- The firefighter’s gallantry saved the family from the burning house. (İtfaiyecinin kahramanlığı, ailenin yanmaya başlayan evden kurtulmasını sağladı.)
- Despite the danger, the lifeguard showed gallantry by swimming out to rescue the drowning swimmer. (Tehlikeye rağmen cankurtaran, boğulan yüzücüyü kurtarmak için denize yüzercesine cesaret gösterdi.)
- The knight’s gallantry and chivalry were admired by all who knew him. (Şövalyenin kahramanlığı ve şövalyeliği, onu tanıyan herkes tarafından takdir edildi.)
- The woman’s gallantry in the face of adversity inspired others to persevere. (Kadının zorluklar karşısındaki cesareti, diğerlerinin azimle devam etmesine ilham verdi.)
- The police officer was recognized for his gallantry in saving the hostages from the bank robbery. (Polis memuru, banka soygunundan rehineleri kurtarmadaki cesareti nedeniyle takdir edildi.)
- The pilot’s gallantry in safely landing the plane during the storm was remarkable. (Pilotun fırtına sırasında uçağı güvenli bir şekilde indirmesi çok dikkat çekiciydi.)
- The firefighter’s gallantry was recognized with a bravery award. (İtfaiyecinin kahramanlığı, cesaret ödülü ile takdir edildi.)
- The soldier’s gallantry earned him the respect of his comrades. (Askerin kahramanlığı, onun silah arkadaşlarının saygısını kazandırdı.)
- The mountaineer’s gallantry was put to the test when he rescued his injured partner from the mountain. (Dağcının kahramanlığı, yaralı ortağını dağdan kurtardığında test edildi.)
- The police officer’s gallantry was praised for his quick response in stopping the armed robber. (Polis memurunun kahramanlığı, silahlı soyguncuyu durdurmak için hızlı tepkisi nedeniyle övüldü.)
- The nurse’s gallantry in treating patients during the pandemic was admirable. (Hemşirenin pandemi sırasında hastaları tedavi etmesi, takdire şayandı.)
- The young boy’s gallantry in rescuing his sister from the drowning river was remarkable. (Genç çocuğun kız kardeşini boğulan nehirden kurtarmadaki cesareti
- The athlete’s gallantry in pushing through the pain to win the race was inspiring. (Sporcunun, yarışı kazanmak için acıya rağmen zorlaması, ilham vericiydi.)
- The police officer’s gallantry in risking his life to protect the public was recognized by the community. (Polis memurunun, halkı korumak için hayatını riske atması, toplum tarafından takdir edildi.)
- The soldier’s gallantry in leading his troops into battle was crucial to their victory. (Askerin, askerlerini savaşa önderlik ederek gösterdiği kahramanlık, zaferleri için hayatiydi.)
- The diver’s gallantry in rescuing the trapped dolphin from the fishing net was heartwarming. (Dalışçının, ağa takılmış yunusu kurtarmadaki cesareti, yürekleri ısıttı.)
- The firefighter’s gallantry in rescuing the cat from the burning tree was a small act of heroism. (İtfaiyecinin, yanmaya başlayan ağaçtan kediyi kurtarmadaki cesareti, küçük bir kahramanlık eylemiydi.)
- The doctor’s gallantry in performing surgery under difficult conditions saved the patient’s life. (Doktorun, zor koşullar altında ameliyat yaparak hastanın hayatını kurtarmadaki kahramanlığı, takdire şayandı.)
Hemen Yorum Yaz