Gallantry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gallantry İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gallantry (Kahramanlık, cesaret)

Gallantry, bir kişinin cesurca davranması ve özellikle tehlikeli durumlarda kahramanca hareket etmesi anlamına gelir.

  1. He showed great gallantry by rushing into the burning building to save the child. (O çocuğu kurtarmak için yanmaya başlayan binaya koşarak büyük bir cesaret gösterdi.)
  2. The soldier received a medal for his gallantry in battle. (Asker, savaştaki cesareti nedeniyle madalya aldı.)
  3. The firefighter’s gallantry saved the family from the burning house. (İtfaiyecinin kahramanlığı, ailenin yanmaya başlayan evden kurtulmasını sağladı.)
  4. Despite the danger, the lifeguard showed gallantry by swimming out to rescue the drowning swimmer. (Tehlikeye rağmen cankurtaran, boğulan yüzücüyü kurtarmak için denize yüzercesine cesaret gösterdi.)
  5. The knight’s gallantry and chivalry were admired by all who knew him. (Şövalyenin kahramanlığı ve şövalyeliği, onu tanıyan herkes tarafından takdir edildi.)
  6. The woman’s gallantry in the face of adversity inspired others to persevere. (Kadının zorluklar karşısındaki cesareti, diğerlerinin azimle devam etmesine ilham verdi.)
  7. The police officer was recognized for his gallantry in saving the hostages from the bank robbery. (Polis memuru, banka soygunundan rehineleri kurtarmadaki cesareti nedeniyle takdir edildi.)
  8. The pilot’s gallantry in safely landing the plane during the storm was remarkable. (Pilotun fırtına sırasında uçağı güvenli bir şekilde indirmesi çok dikkat çekiciydi.)
  9. The firefighter’s gallantry was recognized with a bravery award. (İtfaiyecinin kahramanlığı, cesaret ödülü ile takdir edildi.)
  10. The soldier’s gallantry earned him the respect of his comrades. (Askerin kahramanlığı, onun silah arkadaşlarının saygısını kazandırdı.)
  11. The mountaineer’s gallantry was put to the test when he rescued his injured partner from the mountain. (Dağcının kahramanlığı, yaralı ortağını dağdan kurtardığında test edildi.)
  12. The police officer’s gallantry was praised for his quick response in stopping the armed robber. (Polis memurunun kahramanlığı, silahlı soyguncuyu durdurmak için hızlı tepkisi nedeniyle övüldü.)
  13. The nurse’s gallantry in treating patients during the pandemic was admirable. (Hemşirenin pandemi sırasında hastaları tedavi etmesi, takdire şayandı.)
  14. The young boy’s gallantry in rescuing his sister from the drowning river was remarkable. (Genç çocuğun kız kardeşini boğulan nehirden kurtarmadaki cesareti
  1. The athlete’s gallantry in pushing through the pain to win the race was inspiring. (Sporcunun, yarışı kazanmak için acıya rağmen zorlaması, ilham vericiydi.)
  2. The police officer’s gallantry in risking his life to protect the public was recognized by the community. (Polis memurunun, halkı korumak için hayatını riske atması, toplum tarafından takdir edildi.)
  3. The soldier’s gallantry in leading his troops into battle was crucial to their victory. (Askerin, askerlerini savaşa önderlik ederek gösterdiği kahramanlık, zaferleri için hayatiydi.)
  4. The diver’s gallantry in rescuing the trapped dolphin from the fishing net was heartwarming. (Dalışçının, ağa takılmış yunusu kurtarmadaki cesareti, yürekleri ısıttı.)
  5. The firefighter’s gallantry in rescuing the cat from the burning tree was a small act of heroism. (İtfaiyecinin, yanmaya başlayan ağaçtan kediyi kurtarmadaki cesareti, küçük bir kahramanlık eylemiydi.)
  6. The doctor’s gallantry in performing surgery under difficult conditions saved the patient’s life. (Doktorun, zor koşullar altında ameliyat yaparak hastanın hayatını kurtarmadaki kahramanlığı, takdire şayandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.