Gale İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Gale Nedir?
Gale, yoğun ve şiddetli bir rüzgar türüdür. Hızı ortalama 75 kilometreye kadar çıkabilir ve yıkıcı etkilere sahiptir.
Örnek cümleler:
- The gale knocked down several trees in our backyard. (Gale, bahçemizdeki birkaç ağacı devirdi.)
- The sailors battled against the gale for hours. (Denizciler, saatlerce gale ile mücadele etti.)
- The gale caused a power outage in the city. (Gale, şehirde elektrik kesintisine neden oldu.)
- We had to cancel the outdoor event due to the gale warning. (Gale uyarısı nedeniyle açık hava etkinliğimizi iptal etmek zorunda kaldık.)
- The gale blew off the roof of the old barn. (Gale, eski ahırın çatısını uçurdu.)
- I had to hold on to my hat to keep it from flying away in the gale. (Galede şapkamın uçmaması için tutunmam gerekti.)
- The gale created huge waves that crashed against the shore. (Gale, kıyıya çarpan dev dalgalar oluşturdu.)
- The gale damaged many homes in the area. (Gale, bölgedeki birçok evi hasar verdi.)
- We had to take shelter in a nearby building to escape the gale. (Galeden kaçmak için yakındaki bir binada barınmak zorunda kaldık.)
- The gale made it difficult to hear each other speak. (Gale, birbirimizin konuşmalarını duymamızı zorlaştırdı.)
- The gale blew away the loose papers on my desk. (Gale, masamdaki gevşek kağıtları uçurdu.)
- The gale howled all night, keeping me awake. (Gale tüm gece uludu, beni uykusuz bıraktı.)
- The gale caused the ferry to delay its departure. (Gale, feribotun kalkışını geciktirdi.)
- The gale uprooted several large trees in the park. (Gale, parktaki birkaç büyük ağacı kökünden söktü.)
- The gale damaged the roof of our house, causing a leak. (Gale, evimizin çatısına hasar verdi ve sızıntıya neden oldu.)
- The gale made it impossible to fly the kite. (Gale, uçurtmayı uçurmayı imkansız hale getirdi.)
- The gale blew in a cold front, lowering the temperature drastically. (Gale, soğuk bir hava akımını içeriye sokarak sıcaklığı drastik şekilde düşürdü.)
- The gale caused traffic to slow down on the highway. (Gale, otoyolda trafiğin yavaşlamasına neden oldu.)
- The gale scattered the leaves across the lawn. (Gale, yaprakları çimenlerin üzerine saçtı.)
- The gale made it difficult for the firefighters to control the wildfire. (Gale, itfaiyecilerin orman yangınını kontrol etmesini zorlaştırdı.)
Türkçe karşılıkları:
- Gale, bahçemizdeki birkaç ağacı devirdi.
- Denizciler, saatlerce gale ile mücadele etti.
- Gale, şehirde elektrik kesintisine neden oldu.
- Gale uyarısı nedeniyle açık hava etkinliğimizi iptal etmek zorunda kaldık.
- Gale, eski ahırın çatısını uçurdu.
- Galede şapkamın uçmaması için tutunmam gerekti.
- Gale, kıyıya çarpan dev dalgalar oluşturdu.
- Gale, bölgedeki birçok evi hasar verdi.
- Galeden kaçmak için yakındaki bir binada barınmak zorunda kaldık.
- Gale, birbirimizin konuşmalarını duymamızı zorlaştırdı.
- Gale, masamdaki gevşek kağıtları uçurdu.
- Gale tüm gece uludu, beni uykusuz bıraktı.
- Gale, feribotun kalkışını geciktirdi.
- Gale, parktaki birkaç büyük ağacı kökünden söktü.
- Gale, evimizin çatısına hasar verdi ve sızıntıya neden oldu.
- Gale, uçurtmayı uçurmayı imkansız hale getirdi.
- Gale, soğuk bir hava akımını içeriye sokarak sıcaklığı drastik şekilde düşürdü.
- Gale, otoyolda trafiğin yavaşlamasına neden oldu.
- Gale, yaprakları çimenlerin üzerine saçtı.
- Gale, itfaiyecilerin orman yangınını kontrol etmesini zorlaştırdı.
Hemen Yorum Yaz