Furtive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Furtive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Furtive

Furtive kelimesi Türkçe’de “gizli, kaçamak, sinsice” anlamlarına gelir.

1. He cast a furtive glance at her. (O, ona furtif bir bakış attı.)
2. She made a furtive attempt to steal the cookies. (O, kurabiyeleri çalmak için furtif bir girişimde bulundu.)
3. The spy moved furtively through the streets. (Casus sokaklarda furtif bir şekilde hareket etti.)
4. He tried to hide his furtive behavior. (O, furtif davranışını gizlemeye çalıştı.)
5. She spoke in a furtive whisper. (O, fısıltıyla furtif bir şekilde konuştu.)
6. The thief made a furtive entrance into the house. (Hırsız, eve furtif bir giriş yaptı.)
7. The politician’s furtive dealings were exposed by the media. (Politikacının furtif işleri medya tarafından ortaya çıkarıldı.)
8. He stole a furtive glance at the clock. (Saatte furtif bir bakış çaldı.)
9. She gave him a furtive smile. (O, ona furtif bir gülümseme verdi.)
10. The cat made a furtive attempt to catch the mouse. (Kedi, fareyi yakalamak için furtif bir girişimde bulundu.)
11. He had a furtive meeting with his lover. (Aşığıyla furtif bir toplantı yaptı.)
12. The student took a furtive look at the answer sheet. (Öğrenci, cevap anahtarına furtif bir şekilde baktı.)
13. She made a furtive attempt to check her phone during the meeting. (Toplantı sırasında telefonuna furtif bir şekilde bakmaya çalıştı.)
14. The spy’s furtive actions were caught on camera. (Casusun furtif eylemleri kameraya yakalandı.)
15. He felt a furtive sense of guilt. (O, furtif bir suçluluk duygusu hissetti.)
16. She gave a furtive nod to her friend across the room. (O, odanın karşısındaki arkadaşına furtif bir işaret verdi.)
17. The thief made a furtive exit from the building. (Hırsız, binadan furtif bir çıkış yaptı.)
18. He was caught in the act of furtive theft. (O, furtif bir şekilde hırsızlık yaparken yakalandı.)
19. She made a furtive attempt to avoid eye contact. (O, göz temasından kaçınmak için furtif bir girişimde bulundu.)
20. The furtive glances between the couple were noticed by everyone. (Çift arasındaki furtif bakışlar herkes tarafından fark edildi.)

21. The criminal made a furtive attempt to escape from the police. (Suçlu, polisten kaçmak için furtif bir girişimde bulundu.)
22. He had a furtive conversation with his boss about a raise. (Patronuyla maaş artışı hakkında furtif bir konuşma yaptı.)
23. She felt a furtive sense of excitement about the surprise party. (Sürpriz parti hakkında furtif bir heyecan hissetti.)
24. The suspect had a furtive expression on his face during the interrogation. (Şüphelinin sorgulama sırasında yüzünde furtif bir ifade vardı.)
25. He made a furtive attempt to cheat on the exam but got caught. (Sınavda hile yapmak için furtif bir girişimde bulundu ancak yakalandı.)
26. The teenager had a furtive crush on his classmate. (Genç, sınıf arkadaşıyla furtif bir şekilde ilgileniyordu.)
27. She made a furtive gesture to signal her friend to be quiet. (Arkadaşına sessiz olması için furtif bir işaret verdi.)
28. The furtive movement in the bushes caught their attention. (Çalılıklarda furtif hareket dikkatlerini çekti.)
29. He had a furtive way of speaking that made people suspicious. (İnsanları şüphelendiren furtif bir konuşma tarzı vardı.)
30. She had a furtive meeting with her ex-boyfriend to talk about their past. (Geçmişleri hakkında konuşmak için eski erkek arkadaşıyla furtif bir toplantı yaptı.)