Full-Scale İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full-Scale İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Full-Scale Nedir?

Full-Scale, Türkçe karşılığı tam ölçekli olan bir terimdir. Bu terim, bir deneyin, bir sistemin veya bir ürünün gerçek boyutlarda test edilmesi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The company conducted a full-scale test of their new product before launching it. (Şirket, yeni ürününü piyasaya sürmeden önce tam ölçekli bir test yaptı.)
2. The experiment will be conducted on a full-scale to obtain accurate results. (Deney, doğru sonuçlar elde etmek için tam ölçekli olarak yapılacaktır.)
3. The full-scale model of the building was displayed at the architectural exhibition. (Bina’nın tam ölçekli modeli mimari sergide sergilendi.)
4. The army conducted a full-scale military exercise to prepare for a possible attack. (Ordu, olası bir saldırıya hazırlanmak için tam ölçekli bir askeri tatbikat yaptı.)
5. The car manufacturer tested the safety features of their new car in a full-scale crash test. (Otomobil üreticisi, yeni araçlarının güvenlik özelliklerini tam ölçekli bir çarpışma testinde test etti.)
6. The construction company built a full-scale mockup of the building to check the design before starting the actual construction. (İnşaat şirketi, gerçek inşaata başlamadan önce tasarımı kontrol etmek için binanın tam ölçekli bir maketini inşa etti.)
7. The company decided to invest in a full-scale production line to meet the increasing demand for their product. (Şirket, ürünlerinin artan talebini karşılamak için tam ölçekli bir üretim hattına yatırım yapmaya karar verdi.)
8. The full-scale replica of the ancient monument was built to give visitors a sense of its original size and grandeur. (Antik anıtın tam ölçekli replikası, ziyaretçilere orijinal boyutu ve görkemi hakkında bir fikir vermek için inşa edildi.)
9. The movie studio built a full-scale set to film the epic battle scene. (Film stüdyosu, epik savaş sahnesini çekmek için tam ölçekli bir set inşa etti.)
10. The aerospace company tested the performance of their new rocket engine in a full-scale test. (Uzay ve havacılık şirketi, yeni roket motorunun performansını tam ölçekli bir testte test etti.)
11. The museum displays a full-scale replica of the first airplane to give visitors a glimpse into aviation history. (Müze, havacılık tarihine bir bakış sağlamak için ilk uçağın tam ölçekli replikasını sergiler.)
12. The shipyard built a full-scale model of the ship to test its stability and performance in rough sea conditions. (Tersane, geminin stabilitesini ve performansını zorlu deniz koşullarında test etmek için geminin tam ölç

13. The engineering team built a full-scale prototype of the new machine to check its functionality and efficiency. (Mühendislik ekibi, yeni makinenin işlevselliğini ve verimliliğini kontrol etmek için tam ölçekli bir prototip inşa etti.)
14. The company invested in a full-scale marketing campaign to promote their new product. (Şirket, yeni ürünlerini tanıtmak için tam ölçekli bir pazarlama kampanyasına yatırım yaptı.)
15. The government conducted a full-scale survey to assess the impact of the new policy on the economy. (Hükümet, ekonomi üzerindeki yeni politikanın etkisini değerlendirmek için tam ölçekli bir araştırma yaptı.)
16. The amusement park built a full-scale roller coaster to provide visitors with an exciting ride experience. (Eğlence parkı, ziyaretçilere heyecanlı bir sürüş deneyimi sunmak için tam ölçekli bir roller coaster inşa etti.)
17. The hospital conducted a full-scale emergency drill to test their readiness in case of a disaster. (Hastane, bir felaket durumunda hazırlıklarını test etmek için tam ölçekli bir acil durum tatbikatı yaptı.)
18. The oil company tested the safety features of their new offshore drilling platform in a full-scale simulation. (Petrol şirketi, yeni deniz sondaj platformunun güvenlik özelliklerini tam ölçekli bir simülasyonda test etti.)
19. The sports stadium was designed with a full-scale model to ensure that all seats have a clear view of the field. (Spor stadyumu, tüm koltukların sahaya net bir görünüm sağlaması için tam ölçekli bir model ile tasarlandı.)
20. The fashion designer created a full-scale mockup of the dress to ensure that it fits the model perfectly. (Moda tasarımcısı, elbisenin modelin mükemmel uyum sağlaması için tam ölçekli bir maketini oluşturdu.)