Frisk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frisk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frisk

Frisk, İngilizcede “yürüyüş yapmak” anlamına gelir. Bu kelime genellikle bir eylem olarak kullanılır ve hareket etmek, yürümek ve gezinmek gibi anlamları ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. She loves to frisk around the park in the morning. (O sabahları parkta dolaşmaktan hoşlanır.)
  2. The dog was frisking happily in the yard. (Köpek bahçede mutlu bir şekilde zıplıyordu.)
  3. The children frisked around the playground, laughing and playing. (Çocuklar, gülerken ve oynarken oyun alanında dolaştılar.)
  4. The cat frisked across the room and jumped onto the sofa. (Kedi odayı turlayarak kanepeye atladı.)
  5. The deer frisked across the field and disappeared into the woods. (Geyik tarlayı turlayarak ormana doğru kayboldu.)
  6. The squirrel frisked up the tree trunk and onto a branch. (Sincap ağaç gövdesine tırmanarak bir dalın üzerine çıktı.)
  7. The toddler frisked around the room, giggling and chasing his toys. (Todler odada oynayarak, oyuncaklarını kovalayarak kıkırdadı.)
  8. The young horse frisked in the pasture, enjoying the warm sun. (Genç at, sıcak güneşin tadını çıkararak çayırda oynadı.)
  9. The birds frisked through the bushes, searching for food. (Kuşlar, yiyecek aramak için çalılıkların arasından dolaştılar.)
  10. The sheep frisked across the meadow, following their shepherd. (Koyunlar çobanlarını takip ederek çayıra doğru koştular.)
  11. The butterfly frisked from flower to flower, collecting nectar. (Kelebek, nektar toplayarak çiçekten çiçeğe uçuştu.)
  12. The child frisked around the room, showing off her new dress. (Çocuk yeni elbisesiyle odada dolaşarak kendini gösterdi.)
  13. The young couple frisked along the beach, holding hands. (Genç çift, el ele tutuşarak sahil boyunca yürüdü.)
  14. The cat frisked after a toy mouse, batting it around the room. (Kedi oyuncak bir fareyi kovalayarak odada oynadı.)
  15. The puppy frisked around the yard, chasing butterflies. (Köpek yavrusu bahçede kelebekleri kovalayarak dolaştı.)
  16. The children frisked in the snow, building a snowman. (Çocuklar karla oynayarak kar adamı yaptılar.)
  17. The rabbit frisked across the field, looking for a place to hide. (Tavşan tarlayı turlayarak saklanacak bir yer aradı.)
  18. The horse frisked around the ring, showing off its fancy footwork. (At, gösterişli ayak hareketlerini ser

erek arenada dolaştı.)
19. The kitten frisked up the curtains, playing a game of hide-and-seek. (Yavru kedi perdelere tırmanarak saklan-kaybol oyunu oynadı.)

  1. The puppy frisked around its new owner, wagging its tail and giving kisses. (Yavru köpek yeni sahibi etrafında koşup kuyruğunu sallayarak öpücükler verdi.)

  2. Sabahları parkta dolaşmaktan hoşlanır.

  3. Köpek bahçede mutlu bir şekilde zıplıyordu.

  4. Çocuklar, gülerken ve oynarken oyun alanında dolaştılar.

  5. Kedi odayı turlayarak kanepeye atladı.

  6. Geyik tarlayı turlayarak ormana doğru kayboldu.

  7. Sincap ağaç gövdesine tırmanarak bir dalın üzerine çıktı.

  8. Todler odada oynayarak, oyuncaklarını kovalayarak kıkırdadı.

  9. Genç at, sıcak güneşin tadını çıkararak çayırda oynadı.

  10. Kuşlar, yiyecek aramak için çalılıkların arasından dolaştılar.

  11. Koyunlar çobanlarını takip ederek çayıra doğru koştular.

  12. Kelebek, nektar toplayarak çiçekten çiçeğe uçuştu.

  13. Çocuk yeni elbisesiyle odada dolaşarak kendini gösterdi.

  14. Genç çift, el ele tutuşarak sahil boyunca yürüdü.

  15. Kedi oyuncak bir fareyi kovalayarak odada oynadı.

  16. Köpek yavrusu bahçede kelebekleri kovalayarak dolaştı.

  17. Çocuklar karla oynayarak kar adamı yaptılar.

  18. Tavşan tarlayı turlayarak saklanacak bir yer aradı.

  19. At, gösterişli ayak hareketlerini sererek arenada dolaştı.

  20. Yavru kedi perdelere tırmanarak saklan-kaybol oyunu oynadı.

  21. Yavru köpek yeni sahibi etrafında koşup kuyruğunu sallayarak öpücükler verdi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.