Frigid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frigid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frigid

Frigid, Türkçe karşılığı olarak “çok soğuk” anlamına gelir. Bu kelime birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Örneğin, hava koşullarını, insan ilişkilerini veya bir nesnenin sıcaklığını tanımlamak için kullanılabilir.

İşte frigid kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. The frigid temperatures made it difficult to go outside. (Çok soğuk hava koşulları dışarı çıkmayı zorlaştırdı.)
  2. Her frigid demeanor made it hard for people to get close to her. (Çok soğuk tavırları insanların ona yaklaşmasını zorlaştırdı.)
  3. The water in the lake was frigid, but we still went for a swim. (Göldeki su çok soğuktu, ama yine de yüzmeye gittik.)
  4. He gave her a frigid handshake that made her feel uncomfortable. (Ona çok soğuk bir şekilde el sıkıştırdı ve o kendisini rahatsız hissetti.)
  5. The frigid wind was blowing so hard that it knocked over the trash cans. (Çok soğuk rüzgar öyle sert esiyordu ki çöp kutularını devirdi.)
  6. The frigid room was uncomfortable to sit in for too long. (Oda çok soğuktu ve uzun süre oturmak rahatsız ediciydi.)
  7. Her frigid response to his apology left him feeling rejected. (Onun özrüne karşı çok soğuk bir tepki vermesi onu reddedilmiş hissettirdi.)
  8. The frigid air conditioning made the room feel like a refrigerator. (Çok soğuk klima odayı buzdolabına çevirdi.)
  9. He had a frigid personality that made it hard to connect with others. (Onun çok soğuk bir kişiliği vardı ve bu da başkalarıyla bağlantı kurmayı zorlaştırdı.)
  10. The frigid rain turned to ice as soon as it hit the ground. (Çok soğuk yağmur yere düştüğü anda buz oldu.)
  11. The frigid silence between them was deafening. (Aralarındaki çok soğuk sessizlik kulakları sağır ediyordu.)
  12. She gave him a frigid glare when he asked her a personal question. (Kişisel bir soru sorduğunda ona çok soğuk bir bakış attı.)
  13. The frigid conditions of the Arctic make it a difficult place to survive. (Arktik’in çok soğuk koşulları hayatta kalmayı zor bir hale getiriyor.)
  14. The frigid ocean water was invigorating to swim in. (Okyanustaki çok soğuk su, yüzmek için canlandırıcıydı.)
  15. His frigid attitude toward her made her regret ever dating him. (Onun ona karşı çok soğuk tutumu, onun onunla çıktığına pişman olmasına neden oldu.)
  16. The frigid snowstorm made it impossible

to drive on the roads. (Çok soğuk kar fırtınası yollarda araba kullanmayı imkansız hale getirdi.)
17. She put on her frigid expression when she found out she didn’t get the job. (İş alamadığını öğrendiğinde, çok soğuk bir ifade takındı.)

  1. The frigid wind chill made it feel like the temperature was below zero. (Çok soğuk rüzgar hissiyat sıcaklığının sıfırın altında olduğunu hissettirdi.)
  2. He wore a frigid smile that made it clear he wasn’t happy to see her. (Onu gördüğüne mutlu olmadığını belli eden çok soğuk bir gülümseme takındı.)
  3. The frigid air outside was a welcome change from the stuffy indoor air. (Dışarıdaki çok soğuk hava, kapalı havadan hoş bir değişiklik oldu.)

Bu örnek cümleler frigid kelimesinin farklı bağlamlarda nasıl kullanılabileceğini gösteriyor.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.