Free İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Free İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Free İle İlgili Cümleler

Free, “ücretsiz” anlamına gelir. Ayrıca “serbest, özgür” gibi anlamları da vardır. İngilizce’de sık kullanılan bir kelimedir.

Örnek Cümleler:

1. I got a free ticket to the concert. (Konsere ücretsiz bilet aldım.)
2. The museum is offering free admission today. (Müze bugün ücretsiz giriş sağlıyor.)
3. This app is free to download. (Bu uygulamayı indirmek ücretsizdir.)
4. I’ll give you this book for free. (Bu kitabı sana ücretsiz vereceğim.)
5. The bird was flying free in the sky. (Kuş gökyüzünde özgürce uçuyordu.)
6. I have some free time this afternoon. (Bugün öğleden sonra boş vaktim var.)
7. The company is giving away free samples of its new product. (Şirket yeni ürününden ücretsiz örnekler dağıtıyor.)
8. The children were playing free in the park. (Çocuklar parkta özgürce oynuyorlardı.)
9. This website offers free shipping on all orders. (Bu web sitesi tüm siparişlerde ücretsiz kargo sunuyor.)
10. He was set free from prison after serving his sentence. (Cezasını tamamladıktan sonra hapisten serbest bırakıldı.)
11. The cat was let free from its cage. (Kedi kafesinden serbest bırakıldı.)
12. We have a free table for two at 7 pm. (Saat 7’de iki kişilik boş bir masa var.)
13. The athlete broke free from his opponent’s grasp. (Sporcu rakibinin kavramasından kurtuldu.)
14. The software comes with a free trial period. (Yazılım ücretsiz deneme süresiyle birlikte gelir.)
15. The students were given a free period to study. (Öğrencilere çalışmak için boş bir ders saatı verildi.)
16. The company provides free training to its employees. (Şirket çalışanlarına ücretsiz eğitim sağlar.)
17. The beach was free of litter. (Plaj çöpten arınmıştı.)
18. We can provide you with a free estimate for the repair. (Tamir için sana ücretsiz bir tahmin verebiliriz.)
19. The concert was a free-for-all and anyone could attend. (Konser herkesin katılabileceği bir etkinlikti.)
20. The artist expressed herself freely through her paintings. (Sanatçı resimleri aracılığıyla kendini özgürce ifade etti.)

21. The internet provides us with a wealth of free information. (İnternet bize ücretsiz bilgi sağlar.)
22. The hotel offers free breakfast to its guests. (Otel misafirlerine ücretsiz kahvaltı sunar.)
23. The company announced a free upgrade for its software. (Şirket yazılımı için ücretsiz bir yükseltme duyurdu.)
24. The museum has a free audio tour available. (Müze için ücretsiz bir sesli tur mevcut.)
25. The charity provides free meals to those in need. (Hayır kurumu ihtiyaç sahiplerine ücretsiz yemek sağlar.)
26. The government provides free healthcare to its citizens. (Hükümet vatandaşlarına ücretsiz sağlık hizmeti sağlar.)
27. The restaurant offers free refills on soft drinks. (Restoran yumuşak içeceklerde ücretsiz yeniden doldurma sağlar.)
28. The gym offers a free trial for new members. (Spor salonu yeni üyeler için ücretsiz deneme sürümü sunar.)
29. The company is giving away free merchandise at the event. (Şirket etkinlikte ücretsiz ürünler dağıtıyor.)
30. The park is open to the public and free of charge. (Park halka açıktır ve ücretsizdir.)