Frayed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Frayed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı:

Frayed, yıpranmış, aşınmış veya yıpranmış anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. Her şey o kadar eski ve yıpranmış görünüyordu ki yeni gibi hissetmek tuhaf olurdu.

(Everything looked so old and frayed that feeling new would be weird.)
2. Yılların aşınması nedeniyle ceketimin kenarları yıprandı.
(The edges of my jacket frayed due to years of wear and tear.)
3. Yastık kılıfı aşınmış ve yıpranmış görünüyordu.
(The pillowcase looked worn and frayed.)
4. Bu halı yıpranmış ve sökülmüş.
(This rug is frayed and unraveling.)
5. O eski ve yıpranmış ceketi hala giymekten hoşlanıyor.
(He still enjoys wearing that old and frayed jacket.)
6. Kablo yıpranmış ve çalışmıyor.
(The cable is frayed and not working.)
7. Kot pantolonumun altları yıpranmış ve yırtılmış.
(The bottoms of my jeans are frayed and ripped.)
8. Araba lastiklerim yıpranmış ve değiştirilmeleri gerekiyor.
(My car tires are frayed and need to be replaced.)
9. Eski halılarımız yıpranmış ve artık kullanılamaz hale gelmiş.
(Our old rugs are frayed and no longer usable.)
10. Bu yıpranmış ayakkabıları çöpe atacağım.
(I’m going to throw these frayed shoes in the trash.)
11. Yıpranmış bir cüzdanı onarmak için para harcamak mantıklı değil.
(It doesn’t make sense to spend money repairing a frayed wallet.)
12. Tırnaklarım yıpranmış ve güçsüz.
(My nails are frayed and weak.)
13. Bu halı öylesine yıpranmış ki onu bir daha tamir edemezsin.
(This rug is so frayed that you can’t repair it anymore.)
14.

  1. Yıpranmış dikişlerinizi tamir ettirin, yoksa daha kötü hale gelebilirler.
    (Get your frayed seams repaired or they could get worse.)
  2. Eski kemerim yıpranmış ve çökmüş.
    (My old belt is frayed and sagging.)
  3. Bu yıpranmış oyuncakları bağışlamak daha iyi olabilir.
    (Donating these frayed toys might be a better option.)
  4. Bu eski yorgan yıpranmış ve artık kullanılamaz.
    (This old blanket is frayed and no longer usable.)
  5. Bu yıpranmış kitabı okumaktan vazgeçtim çünkü her sayfa düştü.
    (I gave up reading this frayed book because every page fell out.)
  6. Bu yıpranmış tişörtü kesmeye karar verdim ve onu yepyeni bir tasarıma dönüştürdüm.
    (I decided to cut up this frayed t-shirt and turned it into a brand new design.)
  7. Bu yıpranmış pantolonu tamir edebilirim veya onu yenisini almaktan daha az maliyetle değiştirebilirim.
    (I can either repair this frayed pants or replace it with a new one at a lower cost.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.