Foyer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foyer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foyer Nedir?

Foyer, bir binanın giriş holü veya lobisi anlamına gelir. Bu bölüm, binanın diğer bölümleri arasında bir geçiş noktası olarak işlev görür.

Foyer İle İlgili Örnek Cümleler:

  1. The foyer of the hotel was elegantly decorated with a chandelier and marble floors. (Otelin lobisi avize ve mermer zeminlerle şık bir şekilde dekore edilmişti.)
  2. The concertgoers gathered in the foyer before the doors opened. (Kapılar açılmadan önce, konsergoerleri lobide toplandı.)
  3. The real estate agent greeted us in the foyer and showed us around the house. (Gayrimenkul danışmanı, bizi lobide karşıladı ve evi gezdirdi.)
  4. The hotel’s foyer was bustling with people checking in and out. (Otelin lobisi, giriş yapan ve çıkan insanlarla doluydu.)
  5. The foyer of the theater was filled with posters advertising upcoming shows. (Tiyatro lobisi, yaklaşan gösterileri reklamlayan posterlerle doluydu.)
  6. The couple posed for wedding photos in the foyer of the church. (Çift, kilisenin lobisinde düğün fotoğrafları çektirdi.)
  7. The foyer was used as a meeting point for the tour group. (Lobi, tur grubunun buluşma noktası olarak kullanıldı.)
  8. The foyer of the museum had a display of artifacts from ancient civilizations. (Müzenin lobisi, antik medeniyetlerden kalma eserlerin sergilendiği bir yerdi.)
  9. The grand piano in the foyer was a beautiful centerpiece. (Lobideki kuyruklu piyano güzel bir merkez noktasıydı.)
  10. The hotel staff placed a vase of flowers in the foyer to welcome guests. (Otel personeli, konukları karşılamak için lobide bir çiçek vazosu yerleştirdi.)
  11. The foyer of the office building had a security desk and metal detectors. (Ofis binasının lobisi, bir güvenlik masası ve metal detektörleriyle donatılmıştı.)
  12. The foyer of the restaurant was dimly lit with candles on each table. (Restoranın lobisi, her masada mumlarla loş bir şekilde aydınlatılmıştı.)
  13. The foyer was the perfect place to hang the family portrait. (Lobi, aile portresini asmak için mükemmel bir yerdi.)
  14. The school’s foyer was decorated with student artwork. (Okulun lobisi, öğrenci sanat eserleriyle süslenmişti.)
  15. The conference attendees chatted and networked in the foyer during breaks. (Konferans katılımcıları ara verirken lobide sohbet ettiler ve bağlantı kurdu.)
  16. The foyer of the art gallery featured a sculpture exhibition. (Sanat galerisinin lobisi, bir heykel sergisine ev sahipliği yaptı.)
  17. The foyer was spacious and had plenty of seating for waiting guests. (Lobi, bekleyen konuklar

için geniş ve yeterli oturma alanına sahipti.)
18. The theater’s foyer had a concession stand selling snacks and drinks. (Tiyatro lobisi, atıştırmalık ve içecek satan bir yiyecek büfesi vardı.)

  1. The foyer of the apartment building had a bulletin board with notices for residents. (Apartmanın lobisi, sakinlere yönelik ilanların bulunduğu bir duyuru tahtasıyla donatılmıştı.)
  2. The wedding reception was held in the foyer, which was transformed into a beautiful ballroom. (Düğün resepsiyonu, şık bir balo salonuna dönüştürülen lobide yapıldı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Otelin lobisi avize ve mermer zeminlerle şık bir şekilde dekore edilmişti.
  2. Kapılar açılmadan önce, konsergoerleri lobide toplandı.
  3. Gayrimenkul danışmanı, bizi lobide karşıladı ve evi gezdirdi.
  4. Otelin lobisi, giriş yapan ve çıkan insanlarla doluydu.
  5. Tiyatro lobisi, yaklaşan gösterileri reklamlayan posterlerle doluydu.
  6. Çift, kilisenin lobisinde düğün fotoğrafları çektirdi.
  7. Lobi, tur grubunun buluşma noktası olarak kullanıldı.
  8. Müzenin lobisi, antik medeniyetlerden kalma eserlerin sergilendiği bir yerdi.
  9. Lobideki kuyruklu piyano güzel bir merkez noktasıydı.
  10. Otel personeli, konukları karşılamak için lobide bir çiçek vazosu yerleştirdi.
  11. Ofis binasının lobisi, bir güvenlik masası ve metal detektörleriyle donatılmıştı.
  12. Restoranın lobisi, her masada mumlarla loş bir şekilde aydınlatılmıştı.
  13. Lobi, aile portresini asmak için mükemmel bir yerdi.
  14. Okulun lobisi, öğrenci sanat eserleriyle süslenmişti.
  15. Konferans katılımcıları ara verirken lobide sohbet ettiler ve bağlantı kurdu.
  16. Sanat galerisinin lobisi, bir heykel sergisine ev sahipliği yaptı.
  17. Lobi, bekleyen konuklar için geniş ve yeterli oturma alanına sahipti.
  18. Tiyatro lobisi, atıştırmalık ve içecek satan bir yiyecek büfesi vardı.
  19. Apartmanın lobisi, sakinlere yönelik ilanların bulunduğu bir duyuru tahtasıyla donatılmıştı.
  20. Düğün resepsiyonu, şık bir balo salonuna dönüştürülen lobide yapıldı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.