Fount İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fount İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

FOUNT

Fount, Türkçe dilinde “çeşme” anlamına gelir. Bir kaynaktan akan suyun bir kap veya musluk yardımıyla toplanması için yapılan yapıya da fount denir.

Örnek Cümleler:

1. The fount in the park is a popular spot for tourists. (Parktaki çeşme turistler için popüler bir noktadır.)
2. The fount of knowledge about history is the library. (Tarih hakkındaki bilginin kaynağı kütüphanedir.)
3. The fount of the river was blocked by a landslide. (Nehrin çıkış noktası toprak kayması nedeniyle tıkandı.)
4. The fount in the village square has been there for centuries. (Köy meydanındaki çeşme yüzyıllardır orada duruyor.)
5. The fount in the old town is a beautiful example of Ottoman architecture. (Eski şehirdeki çeşme Osmanlı mimarisinin güzel bir örneğidir.)
6. The fount in the courtyard of the mosque is used for ritual ablutions. (Camii avlusundaki çeşme, ibadet öncesi temizlenmek için kullanılır.)
7. The fount in the garden is surrounded by flowers and trees. (Bahçedeki çeşme çiçekler ve ağaçlarla çevrilidir.)
8. The fount in the desert was a lifesaver for the travelers. (Çöldeki çeşme yolcular için bir cankurtaran oldu.)
9. The fount in the palace was adorned with precious stones. (Saraydaki çeşme değerli taşlarla süslenmişti.)
10. The fount in the marketplace was a meeting point for locals. (Pazaryerindeki çeşme yerliler için bir buluşma noktasıydı.)
11. The fount in the village provided water for the crops. (Köydeki çeşme tarlalar için su sağladı.)
12. The fount in the university campus is used by students for drinking water. (Üniversite kampüsündeki çeşme öğrenciler tarafından içme suyu olarak kullanılır.)
13. The fount in the medieval castle was used to defend the fortress. (Ortaçağ kalesindeki çeşme kaleyi korumak için kullanılırdı.)
14. The fount in the restaurant serves fresh spring water. (Restorandaki çeşme taze kaynak suyu servis eder.)
15. The fount in the movie was the backdrop for a romantic scene. (Filmdirki çeşme romantik bir sahne için arka plandaydı.)
16. The fount in the cemetery was a somber reminder of mortality. (Mezarlıkta ki çeşme ölümlülüğü hatırlatan bir anıttır.)
17. The fount in the hotel lobby was decorated with colorful lights. (Otel lobisindeki çeşme renkli ışıklarla süslenmişti.)
18. The fount in the village was a source of gossip for the locals. (Köydeki çeşme yerl

i için bir söylenti kaynağıydı.)
19. The fount in the park was a popular spot for children to play in the summer. (Parktaki çeşme yazın çocukların oynamak için popüler bir noktaydı.)

20. The fount in the city center was a landmark that everyone recognized. (Şehir merkezindeki çeşme, herkesin tanıdığı bir simgeydi.)