Fortify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fortify İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fortify Nedir?

Fortify, İngilizcede “güçlendirmek, takviye etmek” anlamına gelen bir fiildir. Aynı zamanda, bir yazılım güvenlik şirketi olan Micro Focus’un geliştirdiği bir yazılım güvenlik platformunun adıdır. Bu platform, uygulama güvenliği testleri ve analizi için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. Fortify your immune system by eating a balanced diet and getting enough sleep. (Dengeli bir diyet yaparak ve yeterince uyuyarak bağışıklık sisteminizi güçlendirin .)
2. The walls of the castle were fortified with extra layers of stone. (Kale duvarları ekstra taş katmanlarıyla takviye edildi .)
3. He took a deep breath to fortify himself before delivering the speech. (Konuşmayı yapmadan önce kendisini güçlendirmek için derin bir nefes aldı.)
4. The company hired a security firm to fortify their computer systems against cyber attacks. (Şirket, siber saldırılara karşı bilgisayar sistemlerini güçlendirmek için bir güvenlik firması tuttu.)
5. The athlete drank a protein shake to fortify his muscles before the game. (Sporcu, maçtan önce kaslarını güçlendirmek için bir protein shake içti.)
6. The hurricane caused widespread damage to the city’s buildings, many of which were not fortified against strong winds. (Kasırga, çoğu güçlü rüzgara karşı takviye edilmemiş olan şehir binalarına yaygın hasar verdi.)
7. The government allocated funds to fortify the country’s infrastructure against earthquakes. (Hükümet, ülkenin altyapısını depremlere karşı güçlendirmek için fon ayırdı.)
8. She drank a cup of coffee to fortify herself before the long day of meetings. (Uzun bir toplantı gününden önce kendisini güçlendirmek için bir fincan kahve içti.)
9. The builders used reinforced steel bars to fortify the foundation of the building. (İnşaatçılar, binanın temelini güçlendirmek için takviye edilmiş çelik çubuklar kullandılar.)
10. The soldiers set up barriers to fortify their position against enemy attacks. (Askerler, düşman saldırılarına karşı pozisyonlarını güçlendirmek için engeller kurdu.)
11. The parents gave their children vitamins to fortify their immune systems during cold and flu season

. (Ebeveynler, soğuk algınlığı ve grip mevsiminde çocuklarının bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için vitaminler verdiler.)
12. The company implemented new security protocols to fortify their data against hacking attempts. (Şirket, hacklenme girişimlerine karşı verilerini güçlendirmek için yeni güvenlik protokolleri uyguladı.)

13. She applied a layer of sunscreen to fortify her skin against the sun’s harmful rays. (Cildini güneşin zararlı ışınlarına karşı güçlendirmek için bir kat güneş kremi sürdü.)
14. The police department increased their presence in the area to fortify public safety. (Polis departmanı, kamusal güvenliği güçlendirmek için bölgedeki varlığını artırdı.)
15. The business owner hired a consultant to fortify their financial planning for the future. (İşletme sahibi, gelecekteki mali planlamalarını güçlendirmek için bir danışman tuttu.)
16. The soldiers drank energy drinks to fortify themselves before the long march. (Askerler, uzun yürüyüşten önce kendilerini güçlendirmek için enerji içecekleri içtiler.)
17. The homeowner installed storm shutters to fortify their windows against high winds. (Ev sahibi, yüksek rüzgarlara karşı pencerelerini güçlendirmek için fırtına panjurları taktı.)
18. The company added extra encryption to fortify their online transactions against cyber threats. (Şirket, siber tehditlere karşı online işlemlerini güçlendirmek için ekstra şifreleme ekledi.)
19. The athlete did strength training to fortify their muscles for the upcoming competition. (Sporcu, yaklaşan yarışma için kaslarını güçlendirmek için kuvvet antrenmanı yaptı.)
20. The company invested in new technology to fortify their cybersecurity measures. (Şirket, siber güvenlik önlemlerini güçlendirmek için yeni teknolojilere yatırım yaptı.)