Forbidding İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Forbidding İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Forbidding Nedir?

Forbidding, Türkçede “yasaklama, yasak etme, men etme” gibi anlamlara gelen bir sıfat olarak kullanılır. Bir şeyin yapılması yasaklanmış, izin verilmemiş ya da tavsiye edilmemiş olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. Forbidding smoking is necessary to protect people’s health. (Sigara içmeyi yasaklamak, insanların sağlığını korumak için gereklidir.)
  2. The principal issued a forbidding notice about leaving the school premises during school hours. (Müdür, okul saatleri içinde okul arazisinden ayrılmayı yasaklayan bir bildiri yayınladı.)
  3. It’s forbidden to take photographs inside the museum. (Müzede içeride fotoğraf çekmek yasaktır.)
  4. The doctor forbade me from eating spicy food after my surgery. (Doktor, ameliyatımın ardından baharatlı yiyecekler yememem konusunda beni uyarmıştı.)
  5. The company has a forbidding policy on social media use during working hours. (Şirket, çalışma saatleri içinde sosyal medya kullanımına izin vermemeyi politika haline getirmiştir.)
  6. The park ranger forbade us from camping in that area due to the risk of wildfires. (Park bekçisi, yangın riski nedeniyle o bölgede kamp yapmamızı yasakladı.)
  7. She received a forbidding look from her boss when she arrived late for the meeting. (Toplantıya geç kaldığı için patronundan sert bir bakış aldı.)
  8. It’s forbidden to feed the animals in the zoo. (Hayvanat bahçesinde hayvanları beslemek yasaktır.)
  9. The sign forbids parking on this street. (Bu caddede park etmek yasaktır.)
  10. The teacher forbade the use of mobile phones in the classroom. (Öğretmen, sınıfta cep telefonu kullanımını yasakladı.)
  11. The company has a forbidding tone in its emails to customers. (Şirket, müşterilere gönderdiği e-postalarda sert bir tonda konuşmayı tercih ediyor.)
  12. The rules forbid students from

bringing food into the library. (Kurallar, öğrencilerin kütüphaneye yiyecek getirmesini yasaklar.)
13. The restaurant has a forbidding atmosphere with dim lighting and dark colors. (Restoran, loş aydınlatma ve koyu renklerle korkutucu bir atmosfere sahiptir.)

  1. The company has a forbidding policy on discussing salaries with coworkers. (Şirket, meslektaşlarla maaş konuşmalarını yasaklamıştır.)
  2. The sign forbids littering in the park. (Parkta çöp atmak yasaktır.)
  3. The coach forbade the players from celebrating their victory until after the game. (Antrenör, oyundan sonra zaferlerini kutlamalarını yasakladı.)
  4. The school has a forbidding policy on using phones during class. (Okul, derste telefon kullanımını yasaklamıştır.)
  5. It’s forbidden to use fireworks in the city limits. (Şehir sınırları içinde havai fişek kullanmak yasaktır.)
  6. The warning label forbids the use of the product near open flames. (Uyarı etiketi, ürünün açık alevler yakınında kullanımını yasaklar.)
  7. The company has a forbidding policy on bringing guests to the office without permission. (Şirket, izin olmadan misafirleri ofise getirmeyi yasaklamıştır.)

Bu örnek cümlelerde, “forbidding” kelimesi yasaklama, men etme gibi anlamlarında kullanılmıştır. Bu cümlelerin Türkçe karşılıklarına da örneklerde yer verilmiştir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.