Foot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foot İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Ayak

  1. My foot is hurting after running for so long. (Ayaklarım çok koştuktan sonra acıyor.)
  2. She broke her foot while playing soccer. (Futbol oynarken ayak bileğini kırdı.)
  3. He wears a size 11 foot. (11 numara ayakkabı giyer.)
  4. The baby’s foot is so small and cute. (Bebek ayakları çok küçük ve tatlı.)
  5. I stubbed my toe and it really hurt. (Parmak ucumu çarptım ve gerçekten acıdı.)
  6. He was tapping his foot impatiently. (Sabırsızlıkla ayağını tıkırdatıyordu.)
  7. The athlete sprained his ankle during the game. (Sporcu oyun sırasında bileğini burktu.)
  8. She took a step forward and her foot slipped. (Adım attı ve ayağı kaydı.)
  9. The dancer pointed her foot beautifully. (Dansçı ayağını güzel bir şekilde işaret etti.)
  10. He had to hop on one foot to the finish line. (Bitiş çizgisine tek ayak üstünde sıçramak zorunda kaldı.)
  11. She painted her toenails bright red. (Ayak tırnaklarını parlak kırmızıya boyadı.)
  12. He shuffled his feet nervously. (Sinirli bir şekilde ayaklarını sürüyerek hareket etti.)
  13. The hiker had blisters on his feet from the long hike. (Yürüyüşçü, uzun yürüyüşten ayaklarında yaralar oluştu.)
  14. She could feel the sand between her toes at the beach. (Plajda ayak parmakları arasındaki kumu hissedebiliyordu.)
  15. The gymnast landed on one foot after her backflip. (Jimnastikçi, taklaları attıktan sonra tek ayak üzerinde durdu.)
  16. He stepped on a sharp rock and cut his foot. (Keskin bir kaya üzerine bastı ve ayağını kesildi.)
  17. She stretched her foot before starting the race. (Yarışa başlamadan önce ayağını gerdi.)
  18. He balanced a book on his head while standing on one foot. (Tek ayak üzerinde dururken kafasında bir kitap dengede tuttu.)
  19. The doctor told him to keep his foot elevated to reduce swelling. (Doktor, şişliği azaltmak için ayağını yukarıda tutmasını söyledi.)
  20. She kicked off her shoes and wiggled her toes in the grass. (Ayakkabılarını çıkardı ve çimenlerde ayak parmaklarını oynattı.)
  1. He could feel the cold water on his feet as he waded into the lake. (Gölde yürürken soğuk suyu ayaklarında hissedebiliyordu.)
  2. She slipped and fell, twisting her foot in the process. (Kaydı ve düştü, bu süreçte ayağını burktu.)
  3. He walked barefoot on the hot sand and burned his feet. (Sıcak kumda çıplak ayakla yürüdü ve ayaklarını yaktı.)
  4. The soccer player kicked the ball with her foot and scored a goal. (Futbolcu topa ayakla vurdu ve gol attı.)
  5. He rested his foot on a pillow to ease the pain. (Ağrıyı hafifletmek için ayağını yastığa koydu.)
  6. She put on socks to keep her feet warm in the cold weather. (Soğuk havalarda ayaklarını sıcak tutmak için çorap giydi.)
  7. He has flat feet and needs special shoes for support. (Düz tabanlı ayağı var ve destek için özel ayakkabılara ihtiyacı var.)
  8. She tapped her foot to the beat of the music. (Müziğin ritmine uygun olarak ayaklarını tıklattı.)
  9. He had a tattoo of a bird on his foot. (Ayağında bir kuş dövmesi vardı.)
  10. She slipped her foot into a comfortable pair of slippers. (Rahat bir terlik çiftine ayağını kaydırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.