Foil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Foil: İngilizce’de “folyo”, “gümüşlük”, “gümüş folyo” anlamlarına gelen bir kelime olarak kullanılır. Ayrıca edebiyatta bir karakterin diğer karakterin özelliklerini vurgulamak için kullanılan bir terimdir.

  1. I wrapped the sandwich in foil to keep it fresh. (Sandviçi taze tutmak için folyoya sardım.)
  2. The shiny foil on the balloons caught everyone’s attention. (Balonlardaki parlak folyo herkesin dikkatini çekti.)
  3. He used a foil to deflect the enemy’s sword. (Düşmanın kılıcını savuşturmak için bir gümüşlük kullandı.)
  4. The chef covered the dish with foil and put it in the oven. (Şef yemeği folyo ile kapladı ve fırına koydu.)
  5. Her hair was covered in foil while she was getting highlights. (Saçlarına balyaj yapılırken folyo ile kaplandı.)
  6. The foil wrapper on the chocolate bar crinkled as I opened it. (Çikolata barındaki folyo ambalajını açarken kıtırdadı.)
  7. The fencer’s foil glinted in the sunlight. (Kılıç ustasının gümüşlüğü güneşte parladı.)
  8. She used the foil of her opponent to launch an attack. (Rakibinin gümüşlüğünü kullanarak saldırı başlattı.)
  9. The artist used foil to create a textured effect on the painting. (Sanatçı resimde doku efekti yaratmak için folyo kullandı.)
  10. The magician pulled a coin out of a ball of foil. (Sihirbaz bir folyo topunun içinden bir madeni para çıkardı.)
  11. The Christmas decorations included ornaments made of foil. (Noel süsleri arasında folyodan yapılmış süsler vardı.)
  12. She covered her textbook with foil to protect it from water damage. (Kitabını su hasarından korumak için folyo ile kapladı.)
  13. The actor played the foil to the lead character, highlighting their differences. (Aktör baş karakterin özelliklerini vurgulayarak onun karşısına konuldu.)
  14. The foil balloon popped when it hit the ceiling. (Folyo balon tavana çarptığında patladı.)
  15. The baker used foil to shape the dough into a specific form. (Fırıncı hamuru belirli bir şekle sokmak için folyo kullandı.)
  16. The foil in his wallet blocked the scanning device. (Cüzdanındaki folyo tarama cihazını engelledi.)
  17. The spy used a foil to disguise themselves as a waiter. (Casus kendisini garson gibi gizlemek için bir gümüşlük kullandı.)
  18. The foil cover on the yogurt container was difficult to remove. (Yoğurt kabındaki folyo k

aldırmak zordu.)
19. The artist made a sculpture out of crumpled foil. (Sanatçı buruşuk folyodan bir heykel yaptı.)

  1. The foil backing on the insulation helped keep the house warm. (Yalıtımın arkasındaki folyo evi sıcak tutmaya yardımcı oldu.)

Türkçe karşılıklar: folyo, gümüşlük, gümüş folyo, ambalaj, kaplama, kaplamak, yansıtıcı, kılıç, rakip, süs, koruma, muhafaza, araç, zıt karakter, engelleyici, gizleme, yoğurt kaplaması, heykel, yalıtım.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.