Fly High İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fly High İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fly High İle İlgili Cümleler

Fly High kelimesinin Türkçe anlamı “yüksek uçmak”tır. Aşağıda Fly High kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulabilirsiniz.

Örnek Cümleler:

  1. After winning the championship, the team flew high with excitement. (Şampiyonluğu kazandıktan sonra takım heyecanla yüksek uçtu.)
  2. She always encourages her children to fly high and chase their dreams. (Çocuklarını her zaman yüksek uçmaya teşvik eder ve hayallerinin peşinden gitmelerini ister.)
  3. The airplane will fly high above the clouds. (Uçak bulutların üzerinde yüksek uçacak.)
  4. The kite flew high in the sky. (Uçurtma gökyüzünde yüksek uçtu.)
  5. He wants to fly high in his career and become a CEO. (Kariyerinde yüksek uçmak ve CEO olmak istiyor.)
  6. The bird flew high and disappeared into the distance. (Kuş yüksek uçtu ve uzaklaşıp kayboldu.)
  7. She could feel her spirits fly high as she received the good news. (İyi haber aldığında ruhunu yüksek uçarken hissetti.)
  8. The rocket flew high into space. (Roket uzaya yüksek uçtu.)
  9. The balloons flew high into the sky and disappeared from sight. (Balonlar gökyüzüne yüksek uçtu ve gözden kayboldu.)
  10. He wants to fly high and reach for the stars. (Yüksek uçmak ve yıldızlara uzanmak istiyor.)
  11. The eagle flew high in the sky, scanning for prey. (Kartal gökyüzünde yüksek uçarak av arıyor.)
  12. The pilot flew the plane high above the mountains. (Pilot, uçağı dağların üzerinde yüksek uçurdu.)
  13. The acrobat flew high above the circus tent. (Akrobat sirkin çadırının üzerinde yüksek uçtu.)
  14. The butterfly flew high in the garden, searching for nectar. (Kelebek bahçede nektar arayarak yüksek uçtu.)
  15. His imagination could fly high and take him to distant lands. (Hayal gücü yüksek uçarak onu uzak diyarlara götürebilirdi.)
  16. She watched the birds fly high in the sky and envied their freedom. (Kuşların gökyüzünde yüksek uçtuğunu izledi ve özgürlüklerine imrendi.)
  17. The airplane flew high above the storm clouds, avoiding turbulence. (Uçak fırtına bulutlarının üzerinde yüksek uçarak türbülansı önledi.)
  18. The athlete wants to fly high and break the world record. (Sporcu yüksek uçmak ve dünya rekorunu kırmak istiyor.)
  19. She felt her heart fly high with love and happiness. (Aşk ve mutlulukla kalbi yüksek uçuyormuş gibi hissetti.)
  20. The hot air balloon flew high into the

sky, giving passengers a breathtaking view. (Sıcak hava balonu gökyüzüne yüksek uçarak yolculara nefes kesici bir manzara sundu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.