Flit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flit Nedir?

Flit, hızlı ve hafifçe hareket etmek anlamına gelen bir fiildir. Genellikle kuşların hızlıca uçması veya insanların hızlıca hareket etmesi için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The hummingbird flitted from flower to flower. (Sinek kuşu çiçekten çiçeğe uçarak flitted.)
2. She flitted around the room, cleaning up the mess. (O, dairede dolaşıp dağılımı temizleyerek flitted.)
3. The butterfly flitted its wings and took off. (Kelebek kanatlarını çırparak uçtuğunda flitted.)
4. He flitted across the stage, impressing the audience with his dance moves. (O, sahneyi geçerek dans hareketleriyle izleyicileri etkileyerek flitted.)
5. The shadows flitted across the wall as the candles flickered. (Gölge, mumlar titrediğinde duvarda flitted.)
6. The leaves on the trees flitted in the breeze. (Ağaçlardaki yapraklar rüzgarla flitted.)
7. The fireflies flitted around the garden at night. (Firefly’lar gece bahçede uçuşarak flitted.)
8. The little girl flitted around the playground, playing with the other children. (Küçük kız, diğer çocuklarla oynarken oyun alanında flitted.)
9. The dragonfly flitted over the pond, looking for prey. (Kızıl kepçe gölün üzerinden geçerek av ararken flitted.)
10. The bat flitted through the dark cave, using echolocation to navigate. (Yarasa, ekolokasyon kullanarak karanlık mağaradan geçerek flitted.)
11. The idea flitted through her mind, but she quickly dismissed it. (Fikir, kafasından geçip gitti ama hızlıca reddettiğinde flitted.)
12. The wind caused the curtains to flit back and forth. (Rüzgar perdelerin arasında gidip gelmesine neden oldu flitted.)
13. The bees flitted from flower to flower, collecting nectar. (Arılar nektar toplamak için çiçekten çiçeğe uçuşarak flitted.)
14. The paper airplane flitted through the air before landing on the ground. (Kağıt uçak havada uçarak yerde indiğinde flitted.)
15. The fairy flitted through the forest, spreading magic wherever she went. (Peri ormanın içinde gezerek gittiği her yere sihir yayarak flitted.)
16. The fish flitted through the water, avoiding the predators. (Balıklar, avcılardan kaçınmak için sudan geçerek flitted.)
17. The thoughts in her mind flitted around, making it hard for her to focus. (Zihnindeki düşünceler uçuşarak, odaklanmasını zorlaştırdığında flitted.)
18. The cat flitted across the room, chasing a toy. (Kedi, oyuncak peşinde koşarak odanın karşısından karşıya geçerek fl

itted.)
19. The fire burned brightly, causing the flames to flit and dance. (Ateş parlak bir şekilde yanarken alevler uçuşarak dans etti.)

20. The bird flitted away as soon as it saw the cat approaching. (Kedi yaklaştığını görünce kuş hızlıca uçarak kaçtı.)

(Türkçe çevirileri normal yazı formatında verilmiştir.)