Flirtatious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flirtatious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flirtatious Nedir?

Flirtatious, Türkçe karşılığı “flörtöz” olan bir sıfattır. Kişinin birine karşı flört ederek, onun ilgisini çekmeye çalıştığı veya cinsel anlamda çekici olduğu anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. He is always so flirtatious with me, but I’m not interested. (O, benimle her zaman çok flörtöz davranıyor ama ben ilgilenmiyorum.)
  2. I don’t like it when he gets flirtatious with other women. (Onun diğer kadınlarla flörtözleştiğini görmek hoşuma gitmiyor.)
  3. She has a flirtatious personality and enjoys teasing her friends. (O, flörtöz bir kişiliğe sahip ve arkadaşlarını kışkırtmaktan hoşlanıyor.)
  4. It’s hard to resist his flirtatious charm. (Onun flörtöz cazibesine karşı koymak zor.)
  5. Her flirtatious behavior made it clear that she was interested in him. (Onun flörtöz davranışları onun ilgisini çektiğini açıkça ortaya koydu.)
  6. Flirtatious comments like that are not appropriate in a professional setting. (Böyle flörtöz yorumlar profesyonel bir ortamda uygun değildir.)
  7. He’s just being flirtatious, don’t take it seriously. (O sadece flörtöz davranıyor, ciddiye alma.)
  8. She felt uncomfortable with his flirtatious advances. (Onun flörtöz teklifleriyle kendini rahatsız hissetti.)
  9. He has a flirtatious smile that makes all the girls swoon. (O, bütün kızları kendine hayran bırakan flörtöz bir gülümsemeye sahip.)
  10. Her flirtatious behavior towards him was not reciprocated. (Ona karşı flörtöz davranışları karşılık bulmadı.)
  11. He enjoys being flirtatious with her, even though he knows she’s not interested. (O, onunla flörtözleşmekten hoşlanıyor, bile bile ilgilenmediğini biliyor.)
  12. She was taken ab

    ack by his flirtatious behavior and didn’t know how to respond. (Onun flörtöz davranışları karşısında şaşkına döndü ve nasıl tepki vereceğini bilmiyordu.)

  13. His flirtatious personality made him popular with the ladies. (Onun flörtöz kişiliği, kadınlar arasında popüler olmasını sağladı.)
  14. She wasn’t sure if his flirtatious comments were genuine or just for fun. (Onun flörtöz yorumlarının gerçek mi yoksa sadece eğlence amaçlı mı olduğundan emin değildi.)
  15. He used his flirtatious charm to get what he wanted. (O, istediğini elde etmek için flörtöz cazibesini kullandı.)
  16. Her flirtatious behavior was inappropriate and made people uncomfortable. (Onun flörtöz davranışları uygunsuzdu ve insanları rahatsız etti.)
  17. He was known for his flirtatious nature, but he never committed to a serious relationship. (O, flörtöz doğasıyla tanınıyordu, ancak ciddi bir ilişkiye asla adım atmadı.)
  18. She found his flirtatious behavior annoying and wished he would stop. (Onun flörtöz davranışlarından rahatsız oldu ve durmasını istedi.)
  19. He didn’t realize how his flirtatious comments were affecting her. (O, flörtöz yorumlarının onu nasıl etkilediğinin farkında değildi.)
  20. She tried to ignore his flirtatious advances, but he was persistent. (Onun flörtöz tekliflerini görmezden gelmeye çalıştı, ancak ısrarcıydı.)
  21. His flirtatious behavior towards her made her question his intentions. (Onun ona karşı flörtöz davranışları, niyetlerini sorgulamasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.