Fixity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fixity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fixity

Fixity, bir şeyin sabit, değişmez veya hareketsiz olma durumudur.

Örnek cümleler:

1. The fixity of the statue made it difficult to move. (Heykelin sabitliği onu hareket ettirmeyi zorlaştırdı.)
2. The fixity of the position is essential for the safety of the workers. (Pozisyonun sabitliği işçilerin güvenliği için önemlidir.)
3. The fixity of the structure was tested by the earthquake. (Yapının sabitliği deprem tarafından test edildi.)
4. The fixity of the rules helped maintain order in the classroom. (Kuralların sabitliği sınıfta düzeni korumaya yardımcı oldu.)
5. The fixity of the building was compromised by the strong winds. (Binaların sabitliği güçlü rüzgarlar tarafından tehlikeye atıldı.)
6. The fixity of the contract ensured that both parties were satisfied. (Sözleşmenin sabitliği her iki tarafın da memnun kalmasını sağladı.)
7. The fixity of the schedule was important for the success of the project. (Programın sabitliği proje başarısı için önemliydi.)
8. The fixity of the regulations prevented any abuse of power. (Yönetmeliklerin sabitliği herhangi bir güç kötüye kullanımını önledi.)
9. The fixity of the painting’s frame protected it from damage. (Tablonun sabitliği çerçevesi tarafından korundu.)
10. The fixity of the melody was crucial for the song’s emotional impact. (Melodinin sabitliği şarkının duygusal etkisi için hayatiydi.)
11. The fixity of the currency ensured economic stability. (Para biriminin sabitliği ekonomik istikrarı sağladı.)
12. The fixity of the procedure prevented errors from being made. (İşlemdeki sabitlik hataların yapılmamasını sağladı.)
13. The fixity of the data was necessary for the accuracy of the results. (Verilerin sabitliği sonuçların doğruluğu için gereklidir.)
14. The fixity of the text made it easy to translate into other languages. (Metnin sabitliği başka dillere çevirmeyi kolaylaştırdı.)
15. The fixity of the price kept customers loyal to the brand. (Fiyatın sabitliği müşterileri markaya sadık tuttu.)
16. The fixity of the password protected the user’s personal information. (Şifrenin sabitliği kullanıcının kişisel bilgilerini korudu.)
17. The fixity of the material prevented it from warping in high temperatures. (Malzemenin sabitliği yüksek sıcaklıklarda şekil değiştirmesini önledi.)
18. The fixity of the tradition was important to the culture’s identity. (Geleneklerin sabitliği kültür kimliği için önemliydi.)
19. The fixity of the timeline was critical for the success of the event. (Zaman çizel

inin sabitliği etkinliğin başarısı için hayatiydi.)
20. The fixity of the formula ensured consistent quality in the production process. (Formülün sabitliği üretim sürecinde tutarlı kaliteyi sağladı.)