Fixation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fixation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fixation

Fixation, Türkçe anlamıyla takıntı ya da saplantı demektir. Bir şeye aşırı derecede bağlı olmak, sürekli olarak onunla ilgilenmek ve düşünmek anlamına gelir.

  1. I have a fixation on cleanliness. (Temizlik konusunda takıntım var.)
  2. He had a fixation on his ex-girlfriend. (Eski kız arkadaşına takıntısı vardı.)
  3. She has a fixation on her weight. (Kilosuna takıntısı var.)
  4. The artist had a fixation on the color blue. (Sanatçının mavi rengine takıntısı vardı.)
  5. His fixation on his career caused him to neglect his family. (Kariyerine olan takıntısı ailesini ihmal etmesine sebep oldu.)
  6. She developed a fixation on collecting vintage postcards. (Antika kartpostal toplamaya takıntı geliştirdi.)
  7. His fixation on winning the race led him to overtrain and ultimately caused an injury. (Yarışı kazanma takıntısı aşırı antrenman yapmasına ve sonunda bir sakatlığa sebep oldu.)
  8. She had a fixation on finding the perfect partner. (Mükemmel partner bulma konusunda takıntısı vardı.)
  9. His fixation on his appearance made him spend hours in front of the mirror. (Görünümüne olan takıntısı onu aynanın önünde saatler geçirmeye sebep oldu.)
  10. She developed a fixation on the idea of fame. (Ün fikrine takıntı geliştirdi.)
  11. His fixation on orderliness made him a meticulous planner. (Düzen konusunda takıntılı olduğu için titiz bir planlayıcı oldu.)
  12. She had a fixation on being punctual. (Dakik olma konusunda takıntısı vardı.)
  13. His fixation on his health led him to become a vegan. (Sağlığına olan takıntısı onu vegan olmaya sevk etti.)
  14. She developed a fixation on her social media presence. (Sosyal medya varlığına takıntı geliştirdi.)
  15. His fixation on his reputation made him hesitant to take risks. (İtibarına olan takıntısı onu risk almaktan çekindi.)
  16. She had a fixation on her grades. (Notlarına olan takıntısı vardı.)
  17. His fixation on his past mistakes made it difficult for him to move on. (Geçmiş hatalarına olan takıntısı onun ileriye gitmesini zorlaştırdı.)
  18. She developed a fixation on conspiracy theories. (Komplote teorilerine takıntı geliştirdi.)
  19. His fixation on productivity made him a workaholic. (Üretkenlik konusunda takıntılı olduğu için işkolik oldu.)
  20. She had a fixation on traveling to every continent. (Her kıtaya seyahat etme konusunda takıntısı vardı.)
  1. His fixation on his finances made him a frugal spender. (Finansal durumuna olan takıntısı onu tutumlu bir harcayıcı yaptı.)
  2. She developed a fixation on her spirituality. (Maneviyatına takıntı geliştirdi.)
  3. His fixation on his hobbies made him a dedicated enthusiast. (Hobilerine olan takıntısı onu özverili bir hayran yaptı.)
  4. She had a fixation on her pet cat. (Evcil kedisine olan takıntısı vardı.)
  5. His fixation on his family’s history led him to research his genealogy. (Ailesinin tarihine olan takıntısı onu soyağacı araştırmalarına yöneltti.)
  6. She developed a fixation on organizing her home. (Evini düzenleme konusunda takıntı geliştirdi.)
  7. His fixation on his musical career made him practice for hours every day. (Müzik kariyerine olan takıntısı onu her gün saatlerce pratik yapmaya yöneltti.)
  8. She had a fixation on her favorite book series. (En sevdiği kitap serisine olan takıntısı vardı.)
  9. His fixation on his inventions made him a successful inventor. (Buluşlarına olan takıntısı onu başarılı bir mucit yaptı.)
  10. She developed a fixation on learning new languages. (Yeni diller öğrenme konusunda takıntı geliştirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.