Fit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

FIT kelimesinin Türkçe Anlamı:

FIT kelimesi “uygun, uyumlu, formda olma” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

1. I need to fit into my jeans before the party. (Partiden önce kot pantolonuma sığmalıyım.)
2. The dress fits perfectly. (Elbise tam olarak uyuyor.)
3. She is trying to fit in with her new classmates. (Yeni sınıf arkadaşlarına uyum sağlamaya çalışıyor.)
4. This puzzle piece doesn’t fit. (Bu puzzle parçası uymuyor.)
5. I’m trying to fit a workout into my busy schedule. (Yoğun programıma bir antrenman sığdırmaya çalışıyorum.)
6. The bookshelf fits nicely in the corner. (Kitaplık köşeye güzelce sığdı.)
7. The sofa won’t fit through the door. (Kanepe kapıdan sığmayacak.)
8. I need to find a suit that fits me well. (Bana iyi uyacak bir takım elbise bulmam gerekiyor.)
9. She’s been working hard to fit into her wedding dress. (Düğün elbisesine sığabilmek için çok çalıştı.)
10. This puzzle piece seems to fit here. (Bu puzzle parçası buraya uyuyor gibi görünüyor.)
11. The shoe doesn’t fit my foot properly. (Ayakkabı ayağıma düzgünce uymuyor.)
12. I’m trying to fit all of my clothes into one suitcase. (Bütün kıyafetlerimi tek bir valize sığdırmaya çalışıyorum.)
13. She’s trying to fit in some exercise during her lunch break. (Öğle arasında biraz egzersiz yapmaya çalışıyor.)
14. The curtains don’t fit the window properly. (Perdeler pencereye iyi oturmuyor.)
15. I can’t find anything to wear that fits me. (Bana uyacak bir şey bulamıyorum.)
16. He’s been struggling to fit in with the new team. (Yeni takıma uyum sağlamakta zorlanıyor.)
17. The table won’t fit in the small kitchen. (Masa küçük mutfağa sığmayacak.)
18. The shoes fit, but they’re not very comfortable. (Ayakkabılar uysa da çok rahat değil.)
19. She’s been dieting to fit into her old dress. (Eski elbisesine sığabilmek için diyet yapıyor.)
20. I need to make sure the furniture will fit through the doorway. (Mobilyaların kapıdan geçip geçemeyeceğinden emin olmam gerekiyor.)

NOT: İngilizcede “fit” kelimesi hem fiil hem de sıfat olarak kullanılabilmektedir. Yukarıdaki örnek cümlelerde hem fiil hem de sıfat olarak kullanılmıştır.

Devamı:

21. He’s trying to fit in his studies and work. (Çalışması ve derslerine zaman ayırmaya çalışıyor.)
22. The new sofa doesn’t fit the decor of the room. (Yeni kanepe odaya uygun değil.)
23. She needs to fit her belongings into a smaller apartment. (Eşyalarını küçük bir apartmana sığdırmalı.)
24. The puzzle pieces fit together perfectly. (Puzzle parçaları mükemmel şekilde birbirine uyuyor.)
25. He’s trying to fit in a new hobby to his already busy schedule. (Zaten yoğun programına yeni bir hobi sığdırmaya çalışıyor.)
26. The shirt fits well in the shoulders but is too long. (Gömlek omuzlarda iyi uyuyor ama çok uzun.)
27. She’s trying to fit in some time for self-care. (Kendine bakım için zaman ayırmaya çalışıyor.)
28. The painting fits perfectly in the living room. (Tablo oturma odasına tam olarak uyuyor.)
29. The car won’t fit in the small garage. (Araba küçük garaja sığmayacak.)
30. He’s trying to fit in some alone time amidst his busy social life. (Yoğun sosyal hayatına arada yalnız kalacak zamanlar sığdırmaya çalışıyor.)

NOT: “Fit” kelimesi çoğunlukla nesnelerin veya insanların birbirine uyması ile ilgili kullanılırken, bazen farklı bağlamlarda da kullanılabilir. Örneğin, “fit” kelimesi bir hastalık veya kriz durumu için de kullanılabilir. Bu bağlamda “fit” kelimesinin anlamı “nöbet, kriz, tutamak” gibi olabilir.