Filbert İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Filbert
İngilizce anlamı: Filbert, bir fındık türüdür.
-
Filbert is a type of hazelnut that is commonly used in baking.
(Türkçe anlamı: Filbert , fırıncılıkta yaygın olarak kullanılan bir fındık türüdür.) -
My favorite ice cream flavor is filbert .
(Türkçe anlamı: En sevdiğim dondurma çeşidi, filbert fındığıdır.) -
The recipe calls for chopped filberts .
(Türkçe anlamı: Tarif, doğranmış filberts (fındık) istiyor.) -
I bought a bag of filberts to snack on.
(Türkçe anlamı: Atıştırmak için bir çanta filberts (fındık) aldım.) -
The filbert tree in our backyard produces a lot of nuts.
(Türkçe anlamı: Arkadaki bahçemizdeki filbert ağacı çok fazla fındık üretiyor.) -
I’m allergic to filberts , so I can’t eat Nutella.
(Türkçe anlamı: Filberts (fındık) alerjim var, bu yüzden Nutella yiyemem.) -
The baker used filberts to make a delicious praline.
(Türkçe anlamı: Fırıncı, lezzetli bir pralin yapmak için filberts (fındık) kullandı.) -
I added some filberts to my homemade granola.
(Türkçe anlamı: Ev yapımı granolama biraz filberts (fındık) ekledim.) -
The store was out of filberts , so I had to use almonds instead.
(Türkçe anlamı: Mağazada filberts (fındık) kalmamıştı, bu yüzden badem kullandım.) -
I roasted some filberts to make a crunchy topping for my salad.
(Türkçe anlamı: Salatamın çıtır bir üstü için bazı filberts (fındık) kavurdum.) -
My grandma’s famous biscotti recipe includes filberts .
(Türkçe anlamı: Büyükannemin ünlü biscotti tarifi filbert
s (fındık) içeriyor.)
-
I love the rich, nutty flavor of filberts in my chocolate cake.
(Türkçe anlamı: Çikolata kekimdeki zengin, fındık tadını filberts (fındık) seviyorum.) -
The squirrels in the park were feasting on filberts from the trees.
(Türkçe anlamı: Parktaki sincaplar ağaçlardaki filberts (fındık) ziyafet çekiyordu.) -
I always keep a jar of filbert butter in my pantry.
(Türkçe anlamı: Daima despomda bir kavanoz filbert yağı tutarım.) -
The trail mix had a good mix of raisins, filberts , and chocolate chips.
(Türkçe anlamı: Patika karışımı üzüm, filberts (fındık) ve çikolata parçalarının iyi bir karışımını içeriyordu.) -
The farmer planted a row of filbert trees along the edge of the field.
(Türkçe anlamı: Çiftçi tarla kenarına bir sıra filbert ağacı dikti.) -
My mom used to make a delicious filbert cake for my birthday.
(Türkçe anlamı: Annem doğum günümde lezzetli bir filbert keki yapardı.) -
The chef sprinkled some crushed filberts on top of the roasted vegetables.
(Türkçe anlamı: Şef kavrulmuş sebzelerin üzerine ezilmiş biraz filberts (fındık) serpti.) -
The health food store sells organic filberts in bulk.
(Türkçe anlamı: Sağlıklı gıda mağazası organik filberts (fındık) toptan satıyor.) -
I added some chopped filberts to my banana bread batter.
(Türkçe anlamı: Muzlu ekmek hamuruma doğranmış biraz filberts (fındık) ekledim.)
Hemen Yorum Yaz