Fig İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fig İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fig (İncir) İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: İncir, Moraceae ailesine ait, yumuşak etli, tatlı bir meyve.

1. I love to eat fresh figs in the morning. (Sabahları taze incir yemekten hoşlanırım.)
2. The figs on this tree are ripe and ready to be picked. (Bu ağaçtaki incirler olgun ve toplanmaya hazır.)
3. He planted a fig tree in his garden last year. (Geçen yıl bahçesine bir incir ağacı dikti.)
4. She made a delicious fig tart for dessert. (Tatlı olarak lezzetli bir incir tartı yaptı.)
5. The fig is a popular fruit in Mediterranean cuisine. (İncir Akdeniz mutfağında popüler bir meyvedir.)
6. These dried figs are perfect for snacking. (Bu kurutulmuş incirler atıştırmalık için mükemmeldir.)
7. He picked a handful of fresh figs from the tree. (Ağaçtan taze incirlerden bir avuç topladı.)
8. The figs are in season during the summer months. (İncirler yaz aylarında mevsiminde olur.)
9. She added sliced figs to her salad for extra sweetness. (Daha fazla tatlılık için salatasına dilimlenmiş incir ekledi.)
10. He took a bite out of the ripe fig and savored the sweetness. (Olgun incirden bir ısırık aldı ve tatlılığını tadı damağında bıraktı.)
11. The fig tree provided shade for the picnic. (İncir ağacı piknik için gölge sağladı.)
12. She wrapped prosciutto around figs for a delicious appetizer. (Lezzetli bir aperatif için prosciutto’yu incirin etrafına sardı.)
13. The figs were used in ancient Egyptian cuisine. (İncirler antik Mısır mutfağında kullanılırdı.)
14. He added chopped figs to his oatmeal for a nutritious breakfast. (Besleyici bir kahvaltı için yulaf ezmesinin içine doğranmış incir ekledi.)
15. The figs were dried in the sun for preservation. (İncirler korunması için güneşte kurutuldu.)
16. She used fig jam as

a spread on her toast. (Tostunun üzerinde yaymak için incir reçelini kullandı.)
17. The fig tree has a long history in Greek mythology. (İncir ağacının Yunan mitolojisinde uzun bir tarihi vardır.)

18. He bought a basket of fresh figs from the farmer’s market. (Çiftçi pazarından taze incir sepeti satın aldı.)
19. The figs were used in traditional Middle Eastern desserts. (İncirler geleneksel Orta Doğu tatlılarında kullanılırdı.)
20. She added figs to her cheese board for a sweet and savory pairing. (Tatlı ve tuzlu bir eşleştirme için peynir tahtasına incir ekledi.)