False İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
False Kelimesinin Türkçe Anlamı:
False kelimesi Türkçede “yalan, sahte, yanlış” gibi anlamlara gelmektedir.
Örnek Cümleler:
- False information can lead to serious consequences. (Yanlış bilgi ciddi sonuçlara yol açabilir.)
- His false promises convinced no one. (Sahte vaatleri kimseyi ikna etmedi.)
- She accused him of spreading false rumors. (O, yalan söylenti yaymakla suçladı.)
- The diamond turned out to be false. (Elmasın sahte olduğu ortaya çıktı.)
- His false testimony resulted in an innocent man being convicted. (Sahte ifadesi, masum bir adamın mahkum olmasına neden oldu.)
- She painted a false picture of her life on social media. (Sosyal medyada hayatının yanlış bir resmini çizdi.)
- The politician’s false promises earned him a bad reputation. (Politikacının sahte vaatleri, kötü bir ün kazandırdı.)
- The article contained several false statements. (Makale birkaç yanlış beyan içeriyordu.)
- The company was accused of providing false information to investors. (Şirket, yatırımcılara yanlış bilgi vermekle suçlandı.)
- His false identity was revealed when he was arrested. (Tutuklandığında sahte kimliği ortaya çıktı.)
- The painting was discovered to be a false copy. (Tablo, sahte bir kopya olduğu keşfedildi.)
- The company was fined for false advertising. (Şirket, yanıltıcı reklamcılık nedeniyle cezalandırıldı.)
- The witness gave false testimony in court. (Tanık mahkemede yanıltıcı ifade verdi.)
- The book contained false information about the author’s life. (Kitap, yazarın hayatıyla ilgili yanlış bilgiler içeriyordu.)
- The student’s false excuses for missing class were not believed. (Öğrencinin dersten kaçma bahaneleri inanılmadı.)
- The rumors about their breakup turned out to be false. (Ayrılık söylentileri yanlış olduğu ortaya çıktı.)
- The detective discovered that the alibi was false. (Ermene
- The witness’s false testimony led to the conviction of an innocent man. (Tanığın yanıltıcı ifadesi, masum bir adamın mahkumiyetine yol açtı.)
- The company’s false claims about their product were exposed by a competitor. (Şirketin ürünleriyle ilgili yanıltıcı iddiaları, bir rakip tarafından ortaya çıkarıldı.)
- The teacher accused the student of providing false information in their research paper. (Öğretmen, öğrencinin araştırma kağıdında yanlış bilgi sağlamakla suçladı.)
Türkçe Karşılıkları: yanlış, sahte, yanıltıcı, doğru olmayan, gerçek dışı, yalan, düzmece, taklit, kopya, hileli.
Hemen Yorum Yaz