Faction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Faction İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Faction

Faction, belirli bir amaç veya ideoloji etrafında toplanmış insanların oluşturduğu küçük bir grup veya parti anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The political party was divided into two factions. (Siyasi parti iki fraksiyona ayrılmıştı.)
  2. The company was split into two factions over the issue of layoffs. (Şirket, işten çıkarmalar konusunda iki fraksiyona ayrıldı.)
  3. The team was divided into factions, each with its own strategy. (Takım, kendi stratejisi olan fraksiyonlara ayrılmıştı.)
  4. The school board was split into factions over the issue of funding. (Okul yönetim kurulu, finansman konusunda iki fraksiyona ayrıldı.)
  5. The student council was divided into factions over the issue of prom. (Öğrenci konseyi, balo konusunda iki fraksiyona ayrılmıştı.)
  6. The country was torn apart by factions fighting for power. (Ülke, güç için savaşan fraksiyonlar tarafından parçalandı.)
  7. The church was divided into factions over the issue of same-sex marriage. (Kilise, eşcinsel evlilik konusunda iki fraksiyona ayrılmıştı.)
  8. The community was split into factions over the proposed construction project. (Topluluk, önerilen inşaat projesi konusunda iki fraksiyona ayrıldı.)
  9. The team’s success was hindered by internal factions. (Takımın başarısı, iç fraksiyonlar tarafından engellendi.)
  10. The political faction was determined to push their agenda through. (Siyasi fraksiyon, gündemlerini ileri götürmeye kararlıydı.)
  11. The business was impacted by internal factions and disagreements. (İşletme, iç fraksiyonlar ve anlaşmazlıklar tarafından etkilendi.)
  12. The religious faction had a strong influence on the community. (Dini fraksiyon, topluluk üzerinde güçlü bir etkiye sahipti.)
  13. The factional rivalry between the two groups had been going on for years. (İki grup arasındaki fraksiyonel rekabet yıllardır devam ediyordu.)
  14. The faction within the company that wanted to merge with a competitor was gaining support. (Bir rakiple birleşmek isteyen şirket içindeki fraksiyon destek kazanıyordu.)
  15. The faction that favored a more aggressive approach won out in the end. (Daha saldırgan bir yaklaşımı savunan fraksiyon sonunda kazandı.)
  16. The factional infighting had a negative impact on the team’s performance. (Fraksiyonel çekişme, takımın performansına olumsuz etki etti.)
  17. The factional disputes were causing a lot of tension within the community. (Fraksiyonel anlaşmazlıklar, toplum içinde birçok gerilime neden oluyordu.)
  18. The faction within the party that wanted to move to the center was losing support.
  1. The factional differences between the two groups were irreconcilable. (İki grup arasındaki fraksiyonel farklılıklar çözümsüz görünüyordu.)
  2. The factional split had a lasting impact on the organization. (Fraksiyonel bölünme, örgüt üzerinde kalıcı bir etkiye sahipti.)

(Hem Türkçe hem de İngilizce cümlelerde bazı kelimeler kalın HTML etiketi ile vurgulanmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.