Facilitative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Facilitative İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Facilitative Nedir?

Facilitative, kolaylaştırıcı, destekleyici veya yardımcı anlamına gelen bir sıfattır. Bir şeyin yapılmasını veya gerçekleştirilmesini kolaylaştıran veya hızlandıran bir araç, süreç veya kişi hakkında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The facilitative approach of the teacher helped the students to learn effectively. (Öğretmenin kolaylaştırıcı yaklaşımı, öğrencilerin etkili bir şekilde öğrenmelerine yardımcı oldu.)
  2. The facilitative role of the government in providing financial assistance to small businesses has been appreciated by many. (Hükümetin küçük işletmelere finansal destek sağlama konusundaki kolaylaştırıcı rolü birçok kişi tarafından takdir edildi.)
  3. The facilitative tools in the software made the task much easier. (Yazılımdaki kolaylaştırıcı araçlar görevi çok daha kolay hale getirdi.)
  4. The facilitative measures taken by the company to improve employee satisfaction have been effective. (Şirketin çalışan memnuniyetini artırmak için aldığı kolaylaştırıcı önlemler etkili oldu.)
  5. The facilitative role of the mediator helped both parties reach a mutually acceptable solution. (Aracı olan kişinin kolaylaştırıcı rolü, her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüme ulaşmalarına yardımcı oldu.)
  6. The facilitative environment of the classroom allowed for open discussion and idea sharing. (Sınıfın kolaylaştırıcı ortamı açık tartışmalar ve fikir paylaşımına izin verdi.)
  7. The facilitative properties of the new technology improved the overall efficiency of the system. (Yeni teknolojinin kolaylaştırıcı özellikleri, sistem genelinde verimliliği artırdı.)
  8. The facilitative role of the manager in coordinating the project was essential for its success. (Projenin başarısı için yöneticinin koordinasyonundaki kolaylaştırıcı rolü hayatiydi.)
  9. The facilitative approach of the therapist helped the patient feel comfortable and supported. (Terapistin kolaylaştırıcı yaklaşımı, hastanın kendini rahat ve desteklenmiş hissetmesine yardımcı oldu.)
  10. The facilitative training program provided employees with the necessary skills to perform their job effectively. (Kolaylaştırıcı eğitim programı, çalışanlara işlerini etkili bir şekilde yapabilmeleri için gerekli olan becerileri sağladı.)
  11. The facilitative policies implemented by the government have led to increased accessibility for people with disabilities. (Hükümet tarafından uygulanan kolaylaştırıcı politikalar, engelliler için artan erişilebilirliğe yol açtı.)
  12. The facilitative tools provided in the software allowed users to customize their experience. (Yazılımda sağlanan kolaylaştırıcı araçlar, kullanıcıların deneyimlerini özelle

ştirmelerine izin verdi.)
13. The facilitative approach of the coach helped the team to work together more effectively. (Antrenörün kolaylaştırıcı yaklaşımı, takımın daha etkili bir şekilde birlikte çalışmasına yardımcı oldu.)

  1. The facilitative role of the mentor was critical in guiding the student to success. (Mentorun kolaylaştırıcı rolü, öğrenciyi başarıya yönlendirmede kritikti.)
  2. The facilitative techniques used in the therapy session helped the patient to open up and express their emotions. (Terapi seansında kullanılan kolaylaştırıcı teknikler, hastanın duygularını ifade etmesine ve açılmasına yardımcı oldu.)
  3. The facilitative approach of the facilitator encouraged collaboration and innovation among team members. (Moderatörün kolaylaştırıcı yaklaşımı, takım üyeleri arasında işbirliğini ve yeniliği teşvik etti.)
  4. The facilitative measures taken by the school to accommodate students with special needs have been effective. (Okulun özel ihtiyaçları olan öğrencilere uyum sağlamak için aldığı kolaylaştırıcı önlemler etkili oldu.)
  5. The facilitative software allowed for seamless integration with existing systems. (Kolaylaştırıcı yazılım, mevcut sistemlere sorunsuz bir şekilde entegre olmaya izin verdi.)
  6. The facilitative approach of the leader fostered a positive and supportive work environment. (Liderin kolaylaştırıcı yaklaşımı, olumlu ve destekleyici bir iş ortamı yaratmaya yardımcı oldu.)
  7. The facilitative role of the translator was crucial in bridging the language barrier between the two parties. (Çevirmenin kolaylaştırıcı rolü, iki taraf arasındaki dil bariyerini aşmada hayatiydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.