Fabricate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fabricate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Fabricate (fiil) Türkçe anlamı: yapmak, imal etmek

  1. The company fabricates high-quality furniture. (Şirket yüksek kaliteli mobilyalar imal ediyor.)
  2. He fabricated a story about his success to impress his friends. (Arkadaşlarını etkilemek için başarısına dair uydurma bir hikaye yaptı.)
  3. The artist fabricated a beautiful sculpture from scrap metal. (Sanatçı hurdalardan güzel bir heykel yaptı.)
  4. The factory fabricates parts for airplanes. (Fabrika uçaklar için parçalar imal ediyor.)
  5. He was caught fabricating evidence in the trial. (Davada delil uydurmaktan yakalandı.)
  6. The team fabricated a new prototype of the product. (Ekip, ürünün yeni bir prototipini yapmıştı.)
  7. The architect fabricated a model of the building before construction began. (Mimar, inşaata başlamadan önce binanın modelini yaptı.)
  8. The company was accused of fabricating financial statements. (Şirket, finansal raporları uydurmakla suçlandı.)
  9. She fabricated a costume for the school play. (Okul oyunu için bir kostüm yaptı.)
  10. The company fabricates custom-made jewelry for its clients. (Şirket, müşterileri için özel tasarım mücevherler üretiyor.)
  11. He was able to fabricate a makeshift shelter from branches and leaves. (O, dallar ve yapraklardan geçici bir barınak yapmayı başardı.)
  12. The detective suspected that the witness had fabricated her testimony. (Polis, tanığın ifadesini uydurduğundan şüphelendi.)
  13. The mechanic fabricated a new exhaust system for the car. (Tamirci, arabaya yeni bir egzoz sistemi yaptı.)
  14. The students fabricated a working model of a volcano for their science project. (Öğrenciler, bilim projesi için çalışan bir volkan modeli yaptılar.)
  15. The company fabricates high-performance computer processors. (Şirket, yüksek performanslı bilgisayar işlemcileri üretiyor.)
  16. The artist fabricated a beautiful mural on the wall of the building. (Sanatçı, binanın duvarına güzel bir duvar resmi yaptı.)
  17. The chef fabricated a delicious dessert using fresh ingredients. (Şef, taze malzemeler kullanarak lezzetli bir tatlı yaptı.)
  18. The company fabricates high-quality bicycles for competitive racing. (Şirket, rekabetçi yarışlar için yüksek kaliteli bisikletler üretiyor.)
  19. He was accused of fabricating his credentials on his job application. (İş başvurusunda niteliklerini uydurduğu iddiasıyla suçlandı.)
  20. The designer fabricated a unique dress for the fashion show. (Tasarımcı, moda şovu için eşsiz bir elbise yaptı.)
  1. The company fabricates custom-made kitchen cabinets for their clients. (Şirket, müşterileri için özel tasarım mutfak dolapları üretiyor.)
  2. The carpenter fabricated a beautiful dining table out of reclaimed wood. (Marangoz, geri dönüştürülmüş ahşaptan güzel bir yemek masası yaptı.)
  3. She was able to fabricate a makeshift raft from logs and rope. (O, kütükler ve halatlarla geçici bir sal yapmayı başardı.)
  4. The artist fabricated a unique sculpture using unconventional materials. (Sanatçı, alışılmadık malzemeler kullanarak eşsiz bir heykel yaptı.)
  5. The company fabricates steel beams for construction projects. (Şirket, inşaat projeleri için çelik kirişler üretiyor.)
  6. He was accused of fabricating the data in his research paper. (Araştırma makalesindeki verileri uydurmakla suçlandı.)
  7. The tailor fabricated a custom-made suit for the client. (Terzi, müşteri için özel dikilmiş bir takım elbise yaptı.)
  8. The company fabricates specialized tools for industrial use. (Şirket, endüstriyel kullanım için özel araçlar üretiyor.)
  9. The engineer fabricated a new design for the bridge. (Mühendis, köprü için yeni bir tasarım yaptı.)
  10. The artist fabricated a series of paintings for her upcoming exhibition. (Sanatçı, yaklaşan sergisi için bir dizi resim yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.