Fabricate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Fabricate (fiil) Türkçe anlamı: yapmak, imal etmek
- The company fabricates high-quality furniture. (Şirket yüksek kaliteli mobilyalar imal ediyor.)
- He fabricated a story about his success to impress his friends. (Arkadaşlarını etkilemek için başarısına dair uydurma bir hikaye yaptı.)
- The artist fabricated a beautiful sculpture from scrap metal. (Sanatçı hurdalardan güzel bir heykel yaptı.)
- The factory fabricates parts for airplanes. (Fabrika uçaklar için parçalar imal ediyor.)
- He was caught fabricating evidence in the trial. (Davada delil uydurmaktan yakalandı.)
- The team fabricated a new prototype of the product. (Ekip, ürünün yeni bir prototipini yapmıştı.)
- The architect fabricated a model of the building before construction began. (Mimar, inşaata başlamadan önce binanın modelini yaptı.)
- The company was accused of fabricating financial statements. (Şirket, finansal raporları uydurmakla suçlandı.)
- She fabricated a costume for the school play. (Okul oyunu için bir kostüm yaptı.)
- The company fabricates custom-made jewelry for its clients. (Şirket, müşterileri için özel tasarım mücevherler üretiyor.)
- He was able to fabricate a makeshift shelter from branches and leaves. (O, dallar ve yapraklardan geçici bir barınak yapmayı başardı.)
- The detective suspected that the witness had fabricated her testimony. (Polis, tanığın ifadesini uydurduğundan şüphelendi.)
- The mechanic fabricated a new exhaust system for the car. (Tamirci, arabaya yeni bir egzoz sistemi yaptı.)
- The students fabricated a working model of a volcano for their science project. (Öğrenciler, bilim projesi için çalışan bir volkan modeli yaptılar.)
- The company fabricates high-performance computer processors. (Şirket, yüksek performanslı bilgisayar işlemcileri üretiyor.)
- The artist fabricated a beautiful mural on the wall of the building. (Sanatçı, binanın duvarına güzel bir duvar resmi yaptı.)
- The chef fabricated a delicious dessert using fresh ingredients. (Şef, taze malzemeler kullanarak lezzetli bir tatlı yaptı.)
- The company fabricates high-quality bicycles for competitive racing. (Şirket, rekabetçi yarışlar için yüksek kaliteli bisikletler üretiyor.)
- He was accused of fabricating his credentials on his job application. (İş başvurusunda niteliklerini uydurduğu iddiasıyla suçlandı.)
- The designer fabricated a unique dress for the fashion show. (Tasarımcı, moda şovu için eşsiz bir elbise yaptı.)
- The company fabricates custom-made kitchen cabinets for their clients. (Şirket, müşterileri için özel tasarım mutfak dolapları üretiyor.)
- The carpenter fabricated a beautiful dining table out of reclaimed wood. (Marangoz, geri dönüştürülmüş ahşaptan güzel bir yemek masası yaptı.)
- She was able to fabricate a makeshift raft from logs and rope. (O, kütükler ve halatlarla geçici bir sal yapmayı başardı.)
- The artist fabricated a unique sculpture using unconventional materials. (Sanatçı, alışılmadık malzemeler kullanarak eşsiz bir heykel yaptı.)
- The company fabricates steel beams for construction projects. (Şirket, inşaat projeleri için çelik kirişler üretiyor.)
- He was accused of fabricating the data in his research paper. (Araştırma makalesindeki verileri uydurmakla suçlandı.)
- The tailor fabricated a custom-made suit for the client. (Terzi, müşteri için özel dikilmiş bir takım elbise yaptı.)
- The company fabricates specialized tools for industrial use. (Şirket, endüstriyel kullanım için özel araçlar üretiyor.)
- The engineer fabricated a new design for the bridge. (Mühendis, köprü için yeni bir tasarım yaptı.)
- The artist fabricated a series of paintings for her upcoming exhibition. (Sanatçı, yaklaşan sergisi için bir dizi resim yaptı.)
Hemen Yorum Yaz