Extremity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Extremity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Extremity

Extremity, Türkçede “aşırılık” veya “uçluluk” anlamına gelir. Bu kelime, sınırı aşan veya olağanüstü bir durumu ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. He went to the extremity of quitting his job because of the stress. (O, stres nedeniyle işinden ayrılmanın aşırılığına gitti.)
  2. The team went to the extremity of staying up all night to finish the project. (Ekip, projeyi bitirmek için bütün gece uyanık kalmak gibi bir uçluğa gitti.)
  3. The politician’s views were criticized for their extremity. (Politikacının görüşleri, aşırılıkları nedeniyle eleştirildi.)
  4. She expressed her extremity by refusing to eat until her demands were met. (Talepleri karşılanana kadar yemek yemeyi reddederek, aşırılığını ifade etti.)
  5. The extremists were responsible for the bombing. (Aşırılık yanlıları, patlamadan sorumlu tutuldu.)
  6. The situation called for extremity and drastic action. (Durum, aşırılık ve radikal bir eylem gerektiriyordu.)
  7. The company went to the extremity of cutting jobs to save money. (Şirket, para biriktirmek için işten çıkarmaya kadar gitti.)
  8. The book was criticized for its extremity in depicting violence. (Kitap, şiddeti tasvir etmek için aşırılığı eleştirildi.)
  9. The protesters went to the extremity of blocking the road to make their point. (Protestocular, fikirlerini belirtmek için yolu kapatma gibi bir aşırılık yaptılar.)
  10. The athlete pushed himself to the extremity of exhaustion to win the race. (Sporcu, yarışı kazanmak için tükenmişliğe kadar kendini zorladı.)
  11. The charity went to the extremity of selling their own possessions to raise funds. (Hayırseverlik, fon toplamak için kendi eşyalarını satma gibi bir aşırılık yaptı.)
  12. The artist’s work was criticized for its extremity in challenging traditional norms. (Sanatçının eseri, geleneksel normları sorgulamak için aşırılığı nedeniyle eleştirildi.)
  13. The weather conditions were at the extremity of what was safe for driving. (Hava koşulları, güvenli sürüş için neyin sınırda olduğunun aşırılığındaydı.)
  14. The movie was criticized for its extremity in depicting sexuality. (Film, cinselliği tasvir etmek için aşırılığı eleştirildi.)
  15. The soldier went to the extremity of sacrificing his life for his country. (Asker, ülkesi için hayatını feda etmek gibi bir aşırılığa gitti.)
  16. The company’s policies were criticized for their extremity in cutting benefits. (Şirketin politikaları, yararları kesmek için aşırılığı ele

ştirildi.)
17. The artist’s painting was praised for its extremity in exploring new artistic styles. (Sanatçının tablosu, yeni sanatsal tarzları keşfetmek için aşırılığı nedeniyle övüldü.)

  1. The debate reached an extremity when personal insults were hurled. (Tartışma, kişisel hakaretlerin savrulduğu aşırılığa ulaştı.)
  2. The extreme weather conditions forced the residents to take extreme measures. (Aşırı hava koşulları, sakinleri aşırı önlemler almaya zorladı.)
  3. The athlete’s training regime was criticized for its extremity and potential health risks. (Sporcu’nun eğitim rejimi, aşırılığı ve potansiyel sağlık riskleri nedeniyle eleştirildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.