Explanatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Explanatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Explanatory (Açıklayıcı) : Bir şeyi anlaşılır ve açık bir şekilde ifade etmek için kullanılan, açıklayıcı veya aydınlatıcı nitelik taşıyan.

Örnek cümleler:

1.

The teacher gave an explanatory lecture on the topic. (Öğretmen konuyla ilgili açıklayıcı bir ders verdi.)

2.

The report includes an explanatory section on the methodology used. (Rapor, kullanılan metodoloji hakkında açıklayıcı bir bölüm içerir.)

3.

The book provides an explanatory overview of the subject. (Kitap, konunun açıklayıcı bir genel bakışını sunar.)

4.

The instructions were not very explanatory, so I had to ask for help. (Talimatlar çok açıklayıcı değildi, bu yüzden yardım istemek zorunda kaldım.)

5.

The presentation was very informative and explanatory. (Sunum çok bilgilendirici ve açıklayıcıydı.)

6.

The video had an explanatory voiceover that helped me understand the process. (Video, süreci anlamama yardımcı olan açıklayıcı bir seslendirme içeriyordu.)

7.

The diagram provided an explanatory visual aid for the concept. (Diagram, kavram için açıklayıcı bir görsel yardım sağladı.)

8.

The article included an explanatory chart that summarized the data. (Makale, verileri özetleyen açıklayıcı bir tablo içeriyordu.)

9.

The professor gave an explanatory example to clarify the concept. (Profesör, kavramı netleştirmek için açıklayıcı bir örnek verdi.)

10.

The manual included an explanatory section on how to assemble the product. (Kılavuz, ürünün nasıl monte edileceği hakkında açıklayıcı bir bölüm içeriyordu.)

11.

The speaker used an explanatory analogy to illustrate the point. (Konuşmacı, noktayı açıklamak için açıklayıcı bir benzetme kullandı.)

12.

The brochure had an explanatory section on the company’s history. (Broşürde, şirket tarihine ilişkin açıklayıcı bir bölüm vardı.)

13.

The trainer provided an explanatory demonstration of the exercise. (Eğitmen, egzersizin nasıl yapılacağını açıklayıcı bir şekilde gösterdi.)

14.

The website had an explanatory FAQ section for common questions. (Web sitesinde, sık sorulan sorular için açıklayıcı bir SSS bölümü vardı.)

15.

The brochure included an explanatory map of the campus. (Broşür, kampüsün açıklayıcı bir haritasını içeriyordu.)

16.

The instructor gave an explanatory lecture on the theory behind the experiment. (

Örnek cümlelerin devamı:

17.

The textbook had an explanatory glossary of key terms. (Ders kitabında, anahtar terimlerin açıklamalarını içeren bir açıklayıcı sözlük vardı.)

18.

The guidebook provided an explanatory history of the city. (Rehber kitap, şehrin tarihine ilişkin açıklayıcı bir bilgi verdi.)

19.

The scientist gave an explanatory presentation of the research findings. (Bilim insanı, araştırma bulgularının açıklayıcı bir sunumunu yaptı.)

20.

The document had an explanatory appendix with additional information. (Belge, ek bilgi içeren açıklayıcı bir ek ile birlikteydi.)

(Türkçe çeviriler kalın ve kırmızı renkle yazılmıştır.)

Bu örnek cümlelerde, “explanatory” kelimesi bir şeyin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacak bir açıklama, örnek, diagram, tablo veya benzeri bir araçla ilişkilendirilir. Ayrıca, bu örnek cümlelerde açıklayıcı materyallerin öğretim, sunum, raporlama, rehberlik, belgeleme ve bilgilendirme gibi farklı bağlamlarda kullanılabileceği görülmektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.