Exhilarate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Exhilarate Nedir?
Exhilarate, heyecanlandırmak, canlandırmak, canlandırmak anlamına gelen bir fiildir.
Örnek Cümleler:
- I always feel exhilarated when I ride a rollercoaster. (Bir rollercoaster’a bindiğimde her zaman heyecanlanırım.)
- The concert exhilarated the audience. (Konser izleyicileri heyecanlandırdı.)
- The news of his promotion exhilarated him. (Onun terfi haberleri onu heyecanlandırdı.)
- The adrenaline rush exhilarated the skydivers. (Adrenalin yükselişi paraşütçüleri heyecanlandırdı.)
- Their passionate performance exhilarated the crowd. (Onların tutkulu performansı kalabalığı heyecanlandırdı.)
- The beautiful scenery exhilarated the hikers. (Güzel manzara yürüyüşçüleri heyecanlandırdı.)
- The new job opportunity exhilarated her. (Yeni iş fırsatı onu heyecanlandırdı.)
- The team’s victory exhilarated the fans. (Takımın zaferi taraftarları heyecanlandırdı.)
- The bungee jump exhilarated me beyond belief. (Bungee jumping inanılmaz bir şekilde beni heyecanlandırdı.)
- The children were exhilarated by the carnival rides. (Çocuklar lunaparktaki oyuncaklarla heyecanlandı.)
- The first snow of the year exhilarated the skiers. (Yılın ilk karı kayakçıları heyecanlandırdı.)
- The new game console exhilarated the gamers. (Yeni oyun konsolu oyunseverleri heyecanlandırdı.)
- The surprise party exhilarated the birthday girl. (Sürpriz parti doğum günü kızını heyecanlandırdı.)
- The sound of the engine exhilarated the race car driver. (Motorun sesi yarış arabası sürücüsünü heyecanlandırdı.)
- The prospect of travel exhilarates me. (Seyahat etme olasılığı beni heyecanlandırıyor.)
- The roller skating rink exhilarated the kids. (Paten pisti çocukları heyecanlandırdı.)
- The exotic flavors in the food exhilarated my taste buds. (Yemekteki egzotik tatlar tat tomurcuklarımı heyecanlandırdı.)
- The hot air balloon ride exhilarated the passengers. (Sıcak hava balonu yolculuğu yolcuları heyecanlandırdı.)
- The idea of skydiving exhilarates me, but also scares me. (Paraşütle atlamak beni heyecanlandırıyor ama aynı zamanda korkutuyor.)
- The success of his business exhilarated him beyond words. (İşinin başarısı onu sözcüklerle ifade edemeye
cek kadar heyecanlandırdı.)
Türkçe Karşılıklar:
- Her zaman heyecanlanırım.
- Konser izleyicileri heyecanlandırdı.
- Terfi haberleri onu heyecanlandırdı.
- Adrenalin yükselişi paraşütçüleri heyecanlandırdı.
- Tutkulu performansı kalabalığı heyecanlandırdı.
- Güzel manzara yürüyüşçüleri heyecanlandırdı.
- Yeni iş fırsatı onu heyecanlandırdı.
- Takımın zaferi taraftarları heyecanlandırdı.
- Bungee jumping inanılmaz bir şekilde beni heyecanlandırdı.
- Çocuklar lunaparktaki oyuncaklarla heyecanlandı.
- Yılın ilk karı kayakçıları heyecanlandırdı.
- Yeni oyun konsolu oyunseverleri heyecanlandırdı.
- Sürpriz parti doğum günü kızını heyecanlandırdı.
- Motorun sesi yarış arabası sürücüsünü heyecanlandırdı.
- Seyahat etme olasılığı beni heyecanlandırıyor.
- Paten pisti çocukları heyecanlandırdı.
- Yemekteki egzotik tatlar tat tomurcuklarımı heyecanlandırdı.
- Sıcak hava balonu yolculuğu yolcuları heyecanlandırdı.
- Paraşütle atlamak beni heyecanlandırıyor ama aynı zamanda korkutuyor.
- İşinin başarısı onu sözcüklerle ifade edemeyecek kadar heyecanlandırdı.
Hemen Yorum Yaz