Exceptionalism İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exceptionalism İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exceptionalism

Exceptionalism, olağanüstü ve benzersiz olarak kabul edilen bir şeyin varlığını ifade eder. Bu genellikle bir ülkenin, bir kişinin veya bir şeyin diğerlerinden üstün olduğunu ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The United States has a long history of exceptionalism, with many people believing that it is a truly exceptional nation. (ABD, gerçekten olağanüstü bir ulus olduğuna inanan birçok insanın bulunduğu bir exceptionalism geçmişine sahiptir.)
2. Some people believe that their country’s exceptionalism justifies any action they take in the world. (Bazı insanlar, ülkelerinin exceptionalism’inin, dünyada yaptıkları herhangi bir eylemi haklı çıkardığına inanırlar.)
3. The exceptionalism of his talent was recognized by everyone who saw him perform. (Yeteneğinin exceptionalism’i, onu performansını izleyen herkes tarafından kabul edildi.)
4. The idea of American exceptionalism has been used to justify many actions, both good and bad, throughout the country’s history. (Amerikan exceptionalism fikri, ülkenin tarih boyunca birçok iyi ve kötü eylemi haklı çıkarmak için kullanılmıştır.)
5. Some people argue that the exceptionalism of their race justifies their superiority over others. (Bazı insanlar, ırklarının exceptionalism’i, diğerlerine üstünlüklerini haklı çıkardığını savunurlar.)
6. The exceptionalism of her cooking skills was evident in the way her guests raved about the meal. (Onun yemek yapma becerisinin exceptionalism’i, misafirlerinin yemeğe bayılmalarından belliydi.)
7. The concept of national exceptionalism can be dangerous if it leads to arrogance and a belief in one’s superiority over others. (Ulusal exceptionalism kavramı, kendine güven ve başkalarının üstünlüğüne inanma durumuna yol açarsa tehlikeli olabilir.)
8. Many people believe that the exceptionalism of their religion gives them a special place in the world. (Birçok insan, dinlerinin exceptionalism’inin, onlara dünyada özel bir yer verdiğine inanırlar.)
9. The exceptionalism of her beauty was undeniable, with people stopping her on the street to tell her how stunning she was. (Güzelliğinin exceptionalism’i tartışılmazdı ve insanlar ona ne kadar etkileyici olduğunu söylemek için sokakta durduruyorlardı.)
10. The exceptionalism of his ideas about education led to him being recognized as a leading expert in the field. (Eğitim hakkındaki fikirlerinin exceptionalism’i, onun alanında önde gelen bir uzman olarak kabul edilmesine yol açtı.)
11. The idea of American exceptionalism is often associated with a belief in the country’s unique role in spreading democracy and freedom around the world. (Amerikan exceptionalism fikri, dünya çapında demokrasi ve özgürlük yay

ılmasındaki ülkenin benzersiz rolüne inanma ile sık sık ilişkilendirilir.)
12. Some people use the exceptionalism of their wealth to justify their extravagant lifestyles, even in the face of poverty and inequality. (Bazı insanlar, servetlerinin exceptionalism’ini yoksulluk ve eşitsizliğin karşısında bile aşırı lüks hayatlarına haklı çıkarmak için kullanırlar.)

13. The exceptionalism of their athletic ability made them stand out from the crowd, and they went on to become a professional athlete. (Spor yeteneklerinin exceptionalism’i, onları kalabalıktan ayırt etti ve profesyonel bir sporcu olmalarına yol açtı.)
14. The exceptionalism of her leadership skills was evident in the way her team respected and followed her. (Liderlik becerilerinin exceptionalism’i, takımının ona saygı duyduğu ve onu takip ettiği şekilde açıktı.)
15. The concept of individual exceptionalism can be empowering for people who feel like they don’t fit in with society’s norms. (Bireysel exceptionalism kavramı, toplumun normlarına uyum sağlayamayan insanlar için güçlendirici olabilir.)
16. Some people argue that the exceptionalism of their culture justifies the preservation of certain traditions, even if they may seem outdated or harmful. (Bazı insanlar, kültürlerinin exceptionalism’i, bazı geleneklerin korunmasını haklı çıkardığını savunurlar, hatta bunlar eski moda veya zararlı görünseler bile.)
17. The exceptionalism of his academic achievements was recognized by top universities around the world, and he was offered scholarships to study at any of them. (Akademik başarılarının exceptionalism’i, dünya çapındaki en iyi üniversiteler tarafından kabul edildi ve hepsinde öğrenim görmek için burs teklifi aldı.)
18. The idea of exceptionalism can be a double-edged sword, as it can lead to feelings of superiority and entitlement, as well as resentment from those who feel left out. (Exceptionalism fikri, üstünlük ve hak iddiası hissi yanı sıra dışlanmış hissedenler tarafından da hoşnutsuzluk yaratabilen iki uçlu bir kılıç olabilir.)
19. The exceptionalism of her artistic talent was evident in the way her paintings were sought after by collectors and galleries around the world. (Sanatsal yeteneğinin exceptionalism’i, resimleri dünya çapındaki koleksiyoncular ve galeriler tarafından aranan bir haline getirdi.)
20. The concept of exceptionalism is often used to promote patriotism and national pride, but it can also be used to exclude and marginalize those who don’t fit the mold of what is considered exceptional. (Exceptionalism kavramı, vatanseverlik ve milli gurur teşvik etmek için sık sık kullanılsa da, aynı zamanda exceptionalism olarak kabul edilmeyenleri dışlamak ve marjinalleştirmek için de kullanılabilir.)