Exalted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exalted İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exalted Nedir?

Exalted, “yüceltilmiş” anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılmaktadır. Genellikle, bir kişinin veya bir şeyin üstün, yüksek statüde veya saygın olduğunu ifade etmek için kullanılır. İşte Exalted kelimesini kullanarak örnek cümleler:

  1. She was exalted to the position of CEO at a young age. (O genç yaşında CEO pozisyonuna yükseltildi.)
  2. The exalted leader was greeted by cheering crowds. (Yüceltilmiş lider, coşkuyla karşılandı.)
  3. His exalted reputation made him a sought-after speaker. (Onun yüce ünü, onu aranan bir konuşmacı yaptı.)
  4. The exalted beauty of the landscape took my breath away. (Manzaranın yüce güzelliği nefesimi kesti.)
  5. They held an exalted position in society. (Toplumda yüceltilmiş bir pozisyonları vardı.)
  6. The exalted warrior was celebrated for his bravery. (Yüce savaşçı, cesareti için kutlandı.)
  7. The exalted queen was loved by her people. (Yüceltilmiş kraliçe, halkı tarafından sevildi.)
  8. The exalted architecture of the building was a sight to behold. (Binanın yüce mimarisi görülmeye değerdi.)
  9. He reached an exalted level of knowledge in his field. (Alanında yüce bir bilgi seviyesine ulaştı.)
  10. The exalted guru had many followers. (Yüce guru, birçok takipçisi vardı.)
  11. The exalted status of the royal family was unquestioned. (Kraliyet ailesinin yüce statüsü sorgulanamazdı.)
  12. The exalted atmosphere of the concert hall added to the performance. (Konser salonunun yüce atmosferi, performansa katkıda bulundu.)
  13. The exalted language used in the poem was difficult to understand. (Şiirde kullanılan yüce dil, anlaması zordu.)
  14. The exalted team was expected to win the championship. (Yüce takımın şampiyonluğu kazanması bekleniyordu.)
  15. The exalted singer’s voice filled the auditorium. (Yüce şarkıcının sesi, salonu doldurdu.)
  16. The exalted philosophy of the ancient Greeks still influences modern thought. (Antik Yunan’ın yüce felsefesi, hala modern düşünceye etki ediyor.)
  17. The exalted beauty of the sunset was captured in the painting. (Gün batımının yüce güzelliği, resimde yakalandı.)
  18. The exalted performance of the ballet left the audience in awe. (Bale gösterisinin yüce performansı, seyircileri hayrete düşürdü.)
  19. The exalted flavor of the dish was due to the chef’s secret recipe. (Yemeğin yüce lezzeti, şefin gizli tarifine bağlıydı.)
  1. The exalted nature of the forest was a source of inspiration for the poet. (Ormanın yüce doğası, şair için bir ilham kaynağıydı.)

Exalted Kelimesinin Eş Anlamlıları

  • Elevated
  • High
  • Noble
  • Grand
  • Majestic
  • Sublime
  • Superior
  • Supreme
  • Revered
  • Esteemed

Exalted Kelimesinin Zıt Anlamlıları

  • Humble
  • Lowly
  • Inferior
  • Common
  • Ordinary
  • Simple

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.