Evolve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Evolve İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Evolve (verb) – to develop gradually or to change over time into a better or more complex form

1. The company has evolved into a major player in the industry. (Şirket endüstride önemli bir oyuncuya dönüştü.)
2. The dinosaur evolved into a bird over millions of years. (Dinozor milyonlarca yıl içinde bir kuşa dönüştü.)
3. She hopes to evolve into a better version of herself. (Kendisinin daha iyi bir versiyonuna dönüşmeyi umuyor.)
4. The language has evolved over time. (Dil zaman içinde gelişti.)
5. The technology has evolved to meet the needs of users. (Teknoloji, kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamak için gelişti.)
6. The design of the car has evolved over several generations. (Arabanın tasarımı birkaç nesil boyunca gelişti.)
7. The species evolved to survive in harsh conditions. (Türler zorlu koşullarda hayatta kalmak için evrimleşti.)
8. The idea evolved into a successful business model. (Fikir başarılı bir iş modeline evrildi.)
9. The political system has evolved over centuries. (Siyasi sistem yüzyıllar boyunca evrim geçirdi.)
10. The fashion industry is constantly evolving. (Moda endüstrisi sürekli olarak gelişiyor.)
11. The artist’s style has evolved over the years. (Sanatçının tarzı yıllar içinde gelişti.)
12. The game has evolved since its release. (Oyun, piyasaya çıkışından beri gelişti.)
13. The role of women in society has evolved over time. (Kadınların toplumdaki rolü zaman içinde gelişti.)
14. The city has evolved into a cultural hub. (Şehir kültürel bir merkeze dönüştü.)
15. The software has evolved to include new features. (Yazılım, yeni özellikler eklenerek geliştirildi.)
16. The relationship between the two countries has evolved into a partnership. (İki ülke arasındaki ilişki bir ortaklığa dönüştü.)
17. The educational system has evolved to meet the changing needs of students. (Eğitim sistemi, öğrencilerin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için gelişti.)
18. The sport has evolved over time with new rules and regulations. (Spor, yeni kurallar ve düzenlemelerle zaman içinde gelişti.)
19. The company’s marketing strategy has evolved to reach a wider audience. (Şirketin pazarlama stratejisi daha geniş bir kitleye ulaşmak için gelişti.)
20. The concept of beauty has evolved throughout history. (Güzellik kavramı tarih boyunca gelişti.)

Evolve (verb) – to develop gradually or to change over time into a better or more complex form

21. The music industry has evolved with the rise of streaming services. (Müzik endüstrisi, yayın hizmetlerinin yükselişiyle birlikte gelişti.)
22. The technology used in medicine has evolved significantly in the past decade. (Tıpta kullanılan teknoloji son on yılda önemli ölçüde gelişti.)
23. The concept of marriage has evolved to include same-sex couples. (Evlenme kavramı, eşcinsel çiftleri de kapsayacak şekilde gelişti.)
24. The restaurant’s menu has evolved to cater to different dietary restrictions. (Restoranın menüsü farklı diyet kısıtlamalarına uygun olarak gelişti.)
25. The human brain has evolved to be capable of complex thought and language. (İnsan beyni, karmaşık düşünce ve dil yeteneği için evrimleşti.)
26. The technology used in agriculture has evolved to increase crop yields. (Tarımda kullanılan teknoloji, ürün verimliliğini artırmak için gelişti.)
27. The concept of leadership has evolved from authoritarianism to a more collaborative approach. (Liderlik kavramı otoriterlikten daha işbirlikçi bir yaklaşıma evrimleşti.)
28. The company’s environmental policies have evolved to prioritize sustainability. (Şirketin çevre politikaları sürdürülebilirliği öncelikli hale getirmek için gelişti.)
29. The fashion industry has evolved to address concerns about ethical production and sustainability. (Moda endüstrisi, etik üretim ve sürdürülebilirlik konularıyla ilgili endişeleri ele almak için gelişti.)
30. The concept of beauty has evolved to include diversity and inclusivity. (Güzellik kavramı, çeşitlilik ve kapsayıcılığı da kapsayacak şekilde evrimleşti.)