Evil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Evil İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Evil (Kötü)

Evil kelimesi, kötü ve zararlı davranışları ifade etmek için kullanılır.

1. Evil people are always looking for ways to harm others. (Kötü insanlar her zaman diğerlerine zarar vermenin yollarını arıyorlar.)
2. The evil villain in the movie wanted to take over the world. (Filmin kötü karakteri dünyayı ele geçirmek istedi.)
3. There is no excuse for evil actions. (Kötü eylemler için bahane yok.)
4. The evil spirit possessed the young girl. (Kötü ruh genç kızı ele geçirdi.)
5. His evil plan was to destroy the entire city. (Onun kötü planı bütün şehri yok etmekti.)
6. The evil dictator ruled the country with an iron fist. (Kötü diktatör ülkeyi demir yumrukla yönetti.)
7. The evil deed haunted him for the rest of his life. (Kötü eylem hayatının geri kalanında onu korkuttu.)
8. The evil sorcerer cast a spell on the princess. (Kötü büyücü prensesi büyüledi.)
9. It’s hard to believe that such evil exists in the world. (Dünyada böyle kötülüğün var olduğuna inanmak zor.)
10. The evil stepmother treated Cinderella badly. (Kötü üvey anne Cinderella’ya kötü davrandı.)
11. The evil empire oppressed its citizens. (Kötü imparatorluk vatandaşlarını baskı altında tuttu.)
12. He was driven to evil by his own greed. (Kendi açgözlülüğü tarafından kötülüğe sürüklendi.)
13. The evil wizard summoned a dragon to do his bidding. (Kötü büyücü, onun isteğini yerine getirmek için bir ejderha çağırdı.)
14. The evil forces attacked the peaceful village. (Kötü güçler barışçıl köye saldırdı.)
15. The evil queen was jealous of Snow White’s beauty. (Kötü kraliçe Snow White’ın güzelliğinden kıskandı.)
16. The evil corporation exploited its workers for profit. (Kötü şirket kâr için işçilerini sömürdü.)
17. The evil spirit caused the house to

shake violently. (Kötü ruh evi şiddetle salladı.)
18. The evil act of vandalism left the city in disarray. (Vandalizmin kötü eylemi şehri darmadağın etti.)

19. The evil mastermind behind the plot was finally caught. (Komplonun ardındaki kötü dahinin sonunda yakalandı.)
20. The evil deed of stealing from the poor was unforgivable. (Yoksullardan çalmak gibi kötü bir eylem affedilemezdi.)