Even İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Even İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Even

Even kelimesinin Türkçe anlamı “bile” veya “hatta” gibi anlamlara gelir. Bu kelime sıklıkla “even though” (hatta) veya “evening” (akşam) gibi kelime öbekleri içinde kullanılır. Aşağıda 20 örnek cümle verilmiştir.

  1. Even though it was raining, we went for a walk. (Yağmur yağdığı hatta yürüyüşe bile çıktık.)
  2. She could even speak French fluently. (Fransızca’yı akıcı bir şekilde konuşabilirdi, hatta akıcı bir şekilde konuşabilirdi.)
  3. He was determined to succeed, even if it meant working harder. (Daha çok çalışmak anlamına gelse bile başarılı olmaya kararlıydı.)
  4. I can’t believe she even remembered my birthday. (Doğum günümü bile hatırladığına inanamıyorum.)
  5. She was so tired that she couldn’t even keep her eyes open. (O kadar yorgundu ki gözlerini açık tutamadı bile.)
  6. Even the smallest act of kindness can make a big difference. (En küçük bir nezaket bile büyük bir fark yaratabilir.)
  7. I didn’t want to go out, even though everyone else was going. (Herkesin gitmesine rağmen, dışarı çıkmak istemedim.)
  8. She’s so busy, she doesn’t have time to even take a break. (O kadar meşgul ki ara vermek için bile zamanı yok.)
  9. The concert was sold out, even though the tickets were expensive. (Biletler pahalıydı, ancak konser hatta satıldı.)
  10. Even if you don’t like coffee, you might like this one. (Kahveyi sevmeseniz bile, bu kahveyi sevebilirsiniz.)
  11. He’s so good at math, he can solve problems even in his sleep. (Matematikte o kadar iyidir ki, problemleri uyurken çözebilir bile.)
  12. Even though I don’t agree with him, I respect his opinion. (Onunla aynı fikirde olmasam bile, onun görüşüne saygı duyuyorum.)
  13. Even the most difficult challenges can be overcome with hard work and determination. (En zorlu zorluklar bile, çalışma ve kararlılıkla aşılabilir.)
  14. The movie was so boring, I fell asleep even before the end. (Film o kadar sıkıcıydı ki, sonuna bile gelmeden uyuya kaldım.)
  15. He
  1. He’s always on time, even when traffic is bad. (Trafik kötü olsa bile, her zaman zamanında gelir.)
  2. She’s so skilled, she can even paint with her eyes closed. (O kadar yetenekli ki, gözleri kapalı olsa bile resim yapabilir.)
  3. Even though she was scared, she still went on the rollercoaster. (Korktuğuna rağmen hala rollercoaster’a bindi.)
  4. The weather was terrible, even by British standards. (Hava, İngiliz standartlarına bile göre kötüydü.)
  5. He’s always complaining, even when everything is going well. (Her şey iyi gidiyor olsa bile, o her zaman şikayet ediyor.)
  6. Even a small mistake can have serious consequences. (Küçük bir hata bile ciddi sonuçlar doğurabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.