Essence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Essence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Essence

Türkçe Anlamı: Öz, esas, temel.

Örnek Cümleler:

1. The essence of this book is its focus on personal growth. (Bu kitabın özü kişisel gelişimine odaklanmasıdır.)
2. The essence of a good relationship is communication. (İyi bir ilişkinin özü iletişimdir.)
3. She captured the essence of the character in her performance. (Oyunculuğunda karakterin özünü yakaladı.)
4. The essence of the problem lies in poor management. (Sorunun özü kötü yönetimde yatıyor.)
5. The essence of his argument was that we should prioritize education. (Argümanının özü, eğitimi önceliklendirmemiz gerektiği üzerineydi.)
6. In cooking, the essence of a dish is its flavor. (Yemek yaparken, bir yemeğin özü lezzetidir.)
7. The essence of a good party is great music and good company. (İyi bir parti için önemli olan şey harika müzik ve iyi arkadaşlık.)
8. The essence of happiness is different for everyone. (Mutluluğun özü herkes için farklıdır.)
9. The essence of a successful business is strong leadership. (Başarılı bir işletmenin özü güçlü liderliktir.)
10. He distilled the essence of the book into a single sentence. (Kitabın özünü tek bir cümleye indirdi.)
11. The essence of the message was lost in translation. (Mesajın özü çeviri sırasında kayboldu.)
12. The essence of fashion is creativity and self-expression. (Modanın özü yaratıcılık ve özgür ifade.)
13. The essence of art is to express oneself through creativity. (Sanatın özü, yaratıcılık yoluyla kendini ifade etmektir.)
14. The essence of a good movie is a compelling story. (İyi bir filmin özü, sürükleyici bir hikayedir.)
15. The essence of a great speech is to inspire and motivate. (Harika bir konuşmanın özü, ilham vermek ve motive etmektir.)
16. The essence of a good teacher is patience and empathy. (İyi bir öğretmenin özü sabır ve empatidir.)
17. The essence of a great leader is the ability to inspire others. (Harika bir liderin özü, diğerlerini ilham vermektir.)
18. The essence of a good friendship is trust and honesty. (İyi bir arkadaşlığın özü güven ve dürüstlüktür.)
19. The essence of a good book is to transport the reader to another world. (İyi bir kitabın özü, okuyucuyu başka bir dünyaya taşımaktır.)
20. The essence of a good meal is to nourish and satisfy. (İyi bir yemeğin özü beslemek ve tatmin etmektir.)

21. The essence of a successful athlete is hard work and dedication. (Başarılı bir sporcu olmanın özü çalışmak ve kendini adamaktır.)
22. The essence of a good design is functionality and aesthetics. (İyi bir tasarımın özü işlevsellik ve estetiktir.)
23. The essence of a good education is to empower individuals to reach their full potential. (İyi bir eğitimin özü bireyleri potansiyellerine ulaşmaları için güçlendirmektir.)
24. The essence of a good parent is to love, support, and guide their children. (İyi bir ebeveynin özü çocuklarını sevmek, desteklemek ve yönlendirmektir.)
25. The essence of a good leader is to listen, understand, and act accordingly. (İyi bir liderin özü dinlemek, anlamak ve buna göre hareket etmektir.)
26. The essence of a good employee is to be reliable, efficient, and productive. (İyi bir çalışanın özü güvenilir, verimli ve üretkendir.)
27. The essence of a good student is to be curious, diligent, and open-minded. (İyi bir öğrencinin özü meraklı, çalışkan ve açık fikirlidir.)
28. The essence of a good team is to communicate, collaborate, and support each other. (İyi bir takımın özü iletişim kurmak, işbirliği yapmak ve birbirlerine destek olmaktır.)
29. The essence of a good customer service is to listen to customers, understand their needs, and provide solutions. (İyi bir müşteri hizmetlerinin özü müşterileri dinlemek, ihtiyaçlarını anlamak ve çözümler sunmaktır.)
30. The essence of a good life is to find purpose, fulfillment, and happiness. (İyi bir hayatın özü amaç bulmak, tatmin ve mutluluk duymaktır.)