Esoteric İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Esoteric İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Esoteric Nedir?

Esoteric, sıradan insanlar tarafından anlaşılması zor, karmaşık veya gizemli bilgilere, inançlara ve uygulamalara atıfta bulunan bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I have always been fascinated by the esoteric practices of ancient civilizations. (Ben her zaman antik medeniyetlerin ezoterik uygulamaları tarafından büyülenmişimdir.)
2. The book is filled with esoteric knowledge that only a select few can understand. (Kitap, sadece seçkin birkaç kişinin anlayabileceği ezoterik bilgiyle doludur.)
3. The professor’s lectures on esoteric philosophy were both fascinating and challenging. (Profesörün ezoterik felsefe dersleri hem büyüleyici hem de zorlayıcıydı.)
4. The group’s beliefs were so esoteric that outsiders found it difficult to understand them. (Grubun inançları o kadar ezoterikti ki dışarıdan gelenler onları anlamakta zorluk çektiler.)
5. The esoteric nature of the ritual made it inaccessible to those who were not initiates. (Ritüelin ezoterik doğası, başlatılmamış olanlar için erişilemez kıldı.)
6. The book is written in an esoteric language that only scholars can decipher. (Kitap, sadece bilim adamlarının çözebileceği ezoterik bir dilde yazılmıştır.)
7. The group’s practices were so esoteric that they were considered to be part of a secret society. (Grubun uygulamaları o kadar ezoterikti ki bir gizli topluluğun parçası olarak kabul edildiler.)
8. The esoteric teachings of the guru were only passed down to his most trusted disciples. (Gurunun ezoterik öğretileri sadece en güvendiği öğrencilere aktarıldı.)
9. The esoteric symbolism in the painting was lost on most viewers. (Tablodaki ezoterik sembolizm, çoğu izleyici tarafından anlaşılamadı.)
10. The esoteric nature of the subject matter made it difficult for the author to find a publisher. (Konunun ezoterik doğası, yazarın bir yayıncı bulmasını zorlaştırdı.)
11. The esoteric rituals of the ancient temple were shrouded in mystery. (Antik tapınakların ezoterik ritüelleri gizemle örtülmüştü.)
12. The group’s esoteric practices were considered to be heretical by the established church. (Grubun ezoterik uygulamaları, kurumsal kilise tarafından dinsiz olarak kabul edildi.)
13. The esoteric nature of the theory made it difficult for the scientists to test it empirically. (Teorinin ezoterik doğası, bilim adamlarının bunu ampirik olarak test etmesini zorlaştırdı.)
14. The book contained esoteric knowledge about the nature of reality that challenged conventional wisdom. (Kitap, konvansiyonel bilgeliğe meydan okuyan gerçeklik

hakkında ezoterik bilgi içeriyordu.)
15. The esoteric practices of the mystics were said to lead to spiritual enlightenment. (Mistiklerin ezoterik uygulamalarının manevi aydınlanmaya yol açtığı söylenir.)

16. The esoteric teachings of the ancient philosopher were passed down through secret societies. (Antik filozofun ezoterik öğretileri, gizli toplumlar aracılığıyla aktarıldı.)
17. The group’s esoteric beliefs were dismissed as superstition by skeptics. (Grubun ezoterik inançları, şüpheciler tarafından batıl inanç olarak reddedildi.)
18. The esoteric symbolism in the poem was open to interpretation. (Şiirdeki ezoterik sembolizm yorumlamaya açıktı.)
19. The esoteric practices of the occultist were often misunderstood and misrepresented by the media. (Okültistin ezoterik uygulamaları medya tarafından sıklıkla yanlış anlaşıldı ve yanlış temsil edildi.)
20. The esoteric nature of the subject matter made it difficult for the teacher to explain it to her students. (Konunun ezoterik doğası, öğretmenin öğrencilerine açıklamasını zorlaştırdı.)