Escapade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Escapade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Escapade

Türkçe Anlamı: Macera, kaçamaç

  1. My friend and I went on an escapade to Paris last summer. (Arkadaşım ve ben geçen yaz Paris’e maceraya çıktık.)
  2. She went on an escapade to the mountains with her boyfriend. (Erkek arkadaşıyla dağlara kaçamaç yapmaya gitti.)
  3. Their escapade led them to a hidden beach. (Kaçamaçları onları gizli bir kumsala götürdü.)
  4. The movie tells the story of two young lovers and their escapades. (Film, iki genç sevgilinin maceralarını anlatıyor.)
  5. John’s escapades often landed him in trouble. (John’un maceraları genellikle onu sorunların içine sokardı.)
  6. The group of friends went on an escapade to Las Vegas. (Arkadaş grubu, Las Vegas’a kaçamaç yapmaya gitti.)
  7. She needed an escapade from her stressful job. (Stresli işinden kaçmaya ihtiyacı vardı.)
  8. The escapade was full of surprises and unexpected twists. (Kaçamaç sürprizlerle dolu ve beklenmedik dönüşlerle doluydu.)
  9. He always dreamed of going on an escapade to explore the jungle. (O, her zaman ormanı keşfetmek için bir maceraya çıkmayı hayal etti.)
  10. The escapade took them on a wild journey through the desert. (Kaçamaç, onları çölde vahşi bir yolculuğa çıkardı.)
  11. She regretted going on that escapade with her ex-boyfriend. (Eski erkek arkadaşıyla o kaçamaça gitmekten pişman oldu.)
  12. Their escapade turned out to be a disaster when they got lost in the woods. (Kaçamaçları, ormanda kaybolduklarında bir felakete dönüştü.)
  13. He decided to go on an escapade to clear his head and find some inspiration. (Kafasını boşaltmak ve ilham bulmak için bir kaçamağa çıkmaya karar verdi.)
  14. The escapade was exactly what they needed to reignite their relationship. (Kaçamaç, ilişkilerini yeniden canlandırmak için tam da ihtiyaçları olan şeydi.)
  15. Their escapade led them to a remote island where they discovered a hidden treasure. (Kaçamaçları, onları gizli bir hazinenin keşfedildiği uzak bir adaya götürdü.)
  16. The group’s escapade was the highlight of their summer vacation. (Grubun kaçamaçı, yaz tatillerinin en önemli olayıydı.)
  17. She felt alive and free during her escapade to the mountains. (Dağlara kaçamaç yaparken canlı ve özgür hissetti.)
  18. The escapade was a welcome distraction from their mundane routine. (Kaçamaç, sıradan rutinlerinden hoş bir kaçıştı.)
  19. He wrote a book about his escapades as a young backpacker traveling through Europe. (Avrupa’yı gezen genç bir sı

yahın olarak yaşadığı maceralar hakkında bir kitap yazdı.)
20. The couple’s escapade to the amusement park was filled with laughter and joy. (Çiftin lunaparka yaptığı kaçamaç, kahkahalarla dolu ve neşeliydi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.