Equity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Equity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Equity Nedir?

Equity, Türkçe karşılığı olarak “eşitlik” veya “adalet” anlamına gelir. Finansal anlamda ise, bir şirketin sahip olduğu hisse senetlerinin değeri ile ilgilidir ve şirketin özsermayesini ifade eder. Bu terim aynı zamanda, yatırım yaparken hisse senedi sahibi olarak sahip olunan hakları ifade eder.

Örnek cümleler:

1. Equity is a fundamental concept in finance, representing the value of a company’s shares. (Eşitlik, finansta temel bir kavramdır ve bir şirketin hisse senetlerinin değerini temsil eder.)
2. The company’s equity has been steadily increasing over the past few years. (Şirketin özsermayesi son birkaç yıldır istikrarlı bir şekilde artmaktadır.)
3. She wants to work for a company that values equity and fairness in the workplace. (İş yerinde adalet ve eşitliğe önem veren bir şirkette çalışmak istiyor.)
4. The government is committed to promoting equity and reducing income inequality. (Hükümet, eşitliği teşvik etmeyi ve gelir eşitsizliğini azaltmayı taahhüt ediyor.)
5. The shareholders are concerned about the equity of the company, which has been declining in recent months. (Hisse senedi sahipleri, son aylarda düşüş gösteren şirketin özsermayesi hakkında endişe duyuyorlar.)
6. The company’s board of directors is responsible for managing the equity of the company. (Şirketin yönetim kurulu, şirketin özsermayesini yönetmekten sorumludur.)
7. The concept of equity is central to many legal systems around the world. (Eşitlik kavramı, dünya genelinde birçok hukuk sistemi için merkezi bir konumdur.)
8. The company’s equity is a key factor in determining its overall financial health. (Şirketin özsermayesi, genel finansal sağlığını belirlemede önemli bir faktördür.)
9. The manager emphasized the importance of equity in the workplace and encouraged employees to treat each other fairly. (Yönetici, işyerinde eşitliğin önemini vurguladı ve çalışanları birbirine adil davranmaya teşvik etti.)
10. The government’s policy aims to achieve equity in education by providing equal opportunities for all students. (Hükümetin politikası, tüm öğrencilere eşit fırsatlar sağlayarak eğitimde eşitliği sağlamayı amaçlamaktadır.)
11. The company’s equity financing allowed it to expand its operations and enter

new markets. (Şirketin özsermaye finansmanı, işletmesini genişletmesine ve yeni pazarlara girmesine izin verdi.)
12. The judge ruled that the parties involved in the lawsuit should be treated with equity and fairness. (Yargıç, davanın taraflarının eşitlik ve adaletle muamele edilmesi gerektiği kararını verdi.)

13. The company’s equity is one of the key metrics that investors look at when evaluating its potential for growth. (Şirketin özsermayesi, yatırımcıların büyüme potansiyelini değerlendirirken baktığı önemli metriklerden biridir.)
14. The organization is committed to promoting social equity and reducing disparities in access to resources. (Örgüt, toplumsal eşitliği teşvik etmeyi ve kaynaklara erişimdeki eşitsizlikleri azaltmayı taahhüt ediyor.)
15. The company’s equity holders are entitled to vote on major decisions that affect the company’s future. (Şirketin özsermaye sahipleri, şirketin geleceğini etkileyen büyük kararlarda oy kullanma hakkına sahiptir.)
16. The government’s policy aims to promote equity in healthcare by ensuring that everyone has access to quality medical care. (Hükümetin politikası, herkesin kaliteli tıbbi bakıma erişimini sağlayarak sağlık hizmetlerinde eşitliği teşvik etmeyi amaçlamaktadır.)
17. The company’s equity is calculated by subtracting its liabilities from its assets. (Şirketin özsermayesi, yükümlülüklerinin varlıklarından çıkarılmasıyla hesaplanır.)
18. The organization is committed to promoting gender equity and ensuring that everyone has equal opportunities regardless of their gender. (Örgüt, cinsiyet eşitliğini teşvik etmeyi ve herkesin cinsiyetlerine bakılmaksızın eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamayı taahhüt ediyor.)
19. The company’s equity holders have the potential to earn significant returns if the company performs well. (Şirketin özsermaye sahipleri, şirket iyi performans gösterirse önemli getiriler elde etme potansiyeline sahiptirler.)
20. The professor emphasized the importance of equity in education and the need to provide equal opportunities for all students, regardless of their background. (Profesör, eğitimde eşitliğin önemini ve arka planları ne olursa olsun tüm öğrencilere eşit fırsatlar sağlama ihtiyacını vurguladı.)